talebeerciyes yaman gözükür bu istasyondan bembeyaz süslü gelin hele bir de sivri dilini yalıyorsa eğimli gün sanki gerdeğe girer gibi savurgan ne kadar çöl eşkiyası varsa ömür boyu çaldıklarını altınlarını dökmüşler fıratın dönemeçlerine çuval çuval fırat parıldar dağlar yanar ne bıyığım var buz tutan ne akçem var biletimden artan halâ parmaklarımın ucunda o ayazın tarifi akasya dalları pamuk tarlası birer birer düşerken serçeler beni dışarı çıkardı kahveci içim kan içim kin usum okumaya tutsak buğulu pencere içi sıcak katarın gelişi meçhul şefi uyandırmak yasak yayla dönüşü çoktan geçmiş göçerlerin bir dalım olurdu sığınacak dağ adamı cömert dağ adamında hamiyet ne kadar üzülürdü kim bilir haberi olsaydı o kömür kaşlı gelinin yüreğim anamda bedenim bende tiftik çoraplarım mertek misali uzak lügatlarda gizli insanlık çetinkaya istasyonunda bir talebe kasım |