Unutmak mümkün mü
Unutmak mümkün mü
Ne zaman ayaküstü uğrasam Tam tekmil ayakta karşılardın Bir sıcaklık basardı otururdum Heyecanım dönüşürdü utanca Kendimi suçlu hissederdim de Nedense titrerdi el ayaklarım ‘bir kahve içmeden bırakmam’ Beni bağlardı sandalye ucuna Gül yüzündeki o gül kokusu Kahve kokusuna karışırdı İlk yudumda rahatlardım Sana bakmaya doyamazdım da Bakamazdım da gözlerinin içine Eften püften konuşma yapardık Kahkahalarla çınlatırdık ortalığı Kesik kesik gözlerimiz kesişince Anlardık karşılıklı koca boşluğu Bu değildi ki konuşacaklarımız Birden bir çaresizliğe dönüşürdü Çaresizliğimizi anlardık sessizce Kısa kalır, boğazımızda kalırdı Muhabbetimiz Sen yokken daha çok seninleydim Saçlarının ipek sarısı dalgalanışını Gözlerinin bir ceylanı andırdığını Sarhoş eden bir rüzgârın estiğini Ellerinin pamuktan yumuşaklığını Merhaba da ellini bırakamayışım Ben giderken yine gel deyişine, Başımı eğerek usulca ‘olur’ deyişim Ben gelmiyordum inan yalan değil Bir şey vardı alıp beni sana getiren Sen beni çekiyordun Ahmet Coşkun |