Ben ve
Yosun tutmuş pencerem.
İçeride silik bir defter, Masada yarım kalmış fincanlar, Perdede bir tutam is, Yarım bırakılmış yarınlar, Bugüne uzaktan bakan bir çift göz, Sırra kadem basmış güneş, Basamak basamak çıkılan bir yokuş, Kaldırımlara bakan ayaklar Ve Yosun tutmuş pencerem. Serseri yağmurlarla ıslanmış, Vurgun yemiş pencerem. Puslu bakışlarla çatlamış, Viran olmuş pencerem Ve Yosun tutmuş pencerem. Düşüncelerle dolu, hislerle kaplı Buzdağı gibi zamanla eriyen Zaman içinde harap bitap Ben Ve Yosun tutmuş pencerem. |