.....sevdâ çerâğı
Cân sızarken sinemdeki yârâdan
Yâr hayâli yakın eyler ırâğı Sıdkımızı daim kılsın Yaradan Cânan illerinin aşkmış burâğı Mâşûğun nazıyla yaparken düğün Ekmeğime hüzün sürer her öğün Sanki garîb kaldı boynu büküğün Bir selâm yollada bitir firâğı Gün olur kesilir dizimde tâkat Büyütür sevgiyi ol gamm-ı firkat Gurbetin ayazı dokunmaz fakat Demâdem saçıma düşer kırağı Ganimet bilmişim hicrân yasını Seven unutur mu haslar hâsını Gözyaşı yıkarken gönül pasını Çilesiz yanmıyor sevdâ çerâğı Âşık meyledipte dehr-i yalana Sırça sarayını sunmaz tâlâna İftirâk haz verir sâdık olana Ukbâda olsa da vuslat durağı Beden son deminde yarınım pusta Ruhum intizârda, lisânım susta Sahipsiz bırakma ne olur usta Günâhi denilen mücrim çırağı Günâhi Ahmet İslamoğlu |
Cinasların Efendisine, Cinas ustasına, haddim olmayarak bir hususu arzetmek ihtiyacını duyuyorum:
"Cân sızarken sinemdeki yârâdan" neden 'yaradan' değil?
'yârâ' anlam olarak ta cinaslı kafiye olarak ta uygun değil, benim bilebildiğime göre; muhakkak benim bilmediğim bir husus vardır.... Lütfederseniz, çok müteşekkir olurum, muhterem üstadım.
Selam, saygı ve muhabbetlerimle.