Bu sahnede…Her saniye ölmek… Olmak istediğim en son kişi olan Ben olmak… Sensiz ben olmak hem de Var olmamasını dilediğim son gerçek… İnsaoğlunun hükümleri milyarlarca yaratığa Kendi hariç… Kendi türüne ancak silahla hükmediyor Yüreklere o bile işlemiyor… Yarn ümitle dolmalıydı Bu tiyatro sahnesinde bir damla umutluk alkış yok… İnsanlar da, dünya da alkışlamaz Kimse ilk değil dünyaya gelen,son gelen de… Hayal ve gerçek sentezi gibi hayat olgusu Umut kaçar,karalar gelir Bulut kaçar güneş ardında Siyahlar bürünür her yaratık Yürekler siyahlar ardında Yürekler siyahlardan daha siyah… Aşk diye inlemek de nafile İnlediğinle kalırsın Yanında bir şişe bir de silahla… Karar senin bile değil, elinin Ölümle,yaşam arasındaki incecik çizgide Hadi yürü yürüyebilirsen Sırat’tan bile keskin Senin kararın olmayan kararının çizgisi… Sahnelerde şaklanbanlar mı var Figüranlar mı? Aşk sahnesi bu kadar mı düştü Bir öpücükten medet umar oldu insan Sıcak iki nefes duymak için ruh satar olmuş… Kimsenin bilmesine gerek yok Yalnızlık acıtmaz artık zaten… Karardıktan sonra hava ne gerek var ay ışığına Benim gözlerim alıştı yalnızlığa Bu tiyatro sahnesinde tek başıma doğaçlamalar oynamaya Yanımdaymışsın gibi Hayalinle… 15,05,2008/01:00 |