NEHİRLER VE HİKAYELERİ-11
CEYHUN-(AMUDERYA)-ÇEMEN İLE MERGEN-(15)
Uzun süren acılardan sonra nihayet Çemen, Mergen Alp’e kavuşmuştu. Oğlunu kenardan izleyen GÜLNAR hatun Oğlunun yanına giderek onu elinden tuttu, Annesi GUNÇA hatun yanında olan, ÇEMEN’in yanına gitti. GÜLNAR VE GUNÇA hatun eşleri sebebiyle çok yakın arkadaştılar. Mergen’in babası BEGENÇ Bey’in İranlılarla yapılan savaşta şehit olmasından sonra sık görüşmüyorlardı. Ancak KIVANÇ Bey, BEGENÇ Bey’e söz verdiği için zaman zaman ihtiyaçlarının olup olmadığını bizzat kendi soruyordu Sonuç olarak iki ailede bir birlerini çok iyi tanıyorlardı. Hep birlikte BEDİRGEN BEY ve ailesini yolcu ettikten sonra Gunça hatun, Gulnar hatunu bırakmadı. Birlikte çadıra giderek akşam yemeği hazırladılar. Alp arkadaşları Mergen’in çevresini çoktan sarmış, onu tebrik ediyor, kutluyorlardı. KIVANÇ Bey’in omzundan büyük bir yük kalkmıştı. Bilge PAMİR BEY’i yanına alarak otağa geçtiler. Kıvanç bey, Pamir Bey’e teşekkür ederek Kendisini çok büyük bir yükün altında ezilmekten kurtardığını söyledi. PAMİR Bey de ona “Beyim, Allah sizi başımızdan eksik etmesin” dedi. İkisi koyu bir sohbete daldılar. Ta ki yemek vakti hatırlatılana kadar. Kıvanç Bey, Pamir beyi de davet etti yemeğe. Çünkü Pamir Beyinde eşi vefat etmişti. Mergen’in annesi GULNAR hatunda bekardı. Kıvanç bey içinden 2 düğün birden yaparız diyordu. O gece yenildi, içildi, yüzler gülüyordu. Hatta düğün günü bile kararlaştırıldı..Gecenin ilerleyen saatlerinde, Mergen çadırına döndükten sonra, hoş ve de güzel bir türkü sesi yırtıyordu karanlığı… SARDIKTAN SONRA Daha ne isterim, yüce Mevlâ’dan Çemen’imi bana, verdikten sonra Ne olursa olsun, umrum da değil Karşımda cananı, gördükten sonra Melül melül bakan yârim var benim Bir ömre değiyor, her geçen anım Gönlümün sultanı, sensin mihmanım Gönülde gülleri, derdikten sonra Kokusun alırım, seherde yelle Bağladım kendimi, saçında telle Mutlu olmaz mıyım, ben bu güzelle Onunla murada, erdikten sonra Daha bırakamam, Dünya bir olsa En büyük ordular, üstüme gelse Hasretin mızrağı, bağrımı delse Ben her şeyi hayra, yorduktan sonra Gayrı bundan sonra, her mevsim bahar Ben hiç korkmuyorum, sen de korkma yâr Demir dağlar kadar, imanımız var Feryadım Mevlâ’ya vardıktan sonra Severim güllerin, beyaz alını Bak bülbüller sarmış, gülün dalını Neyleyim Dünya’da, Dünya malını Ben ki cananımı, sardıktan sonra Lüzumsuz’um rağbet, her dem aşkadır Çünkü böyle aşkın, tadı başkadır Bazen de gönülde, sırça köşkedir Yiğitler sözünde, durduktan sonra Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ (devam edecek) |