yürümekbaş düşünüründen yasak emen gece görüşemiyoruz sıkça sıkılan duvardan can renk çıkmaz orası iyi buradan boşluğa akan portreler kızıl örtüsüne orman uyuttu zaman nehir aslında gök yüzü akan şeylerin ruhunu takip bedensiz konuşmalar geçiyor bazı aramıza unutup uzanan dağ var dilini eteklerini toplama sanatı bir ağacın topraktan ocak ıslığına benzeşen ateş olunuyor eğriliğini uzak dergahlara taşıyan sırt küçük taşların ruhu titriyor istemsiz mumvari dirilenlerin sayısınca fısıltılı alev o avuçtan bu avuca şarkısını yenilemeyen dekoltesine derin kaburgalarını saymak bilinmezi geçen bulutun merdivenler kimindi- kimdi özüne şarapnel topuğu kırılan yüksek adım görüşemiyor söz aslının yüzüne gamzesini de omuzlayıp giden çocukluk 0109 |
geçti gitti çocukluk
gençlikte
şimdi ihtiyarlık zamanı
tebrikler...