EREĞLİ
İpekten tül içinde,bulutlar yere indi
Tam Anadolu’nun yüreğinde... Tarihin çiçeklenişiyle; Her yana sevgiyle kanatlanmış kuşlar Volkar Dağı yamacından kıvrılıp gelen nehre doğru uçar.. Salkım söğütler suya sarkar. Ereğli ovasına varınca; İpek yolunda kervanlar Avuçlarına bu suyu alırlar.. Her yudumda sanki taçlanırlar. Dünyayı dolaşan Pontuslu Rahip’in güzel kızı: Heraklea adıyla da anılan.. Ela gözlü Heaklea!.. Derler zaptı zor Rum Kalesi’de adına.. Ela gözlü bağlarından akıp gider Heraklea.. Doğu Elagöz-Batı Elagöz!.. Heraklea ırmağının dili balıklar.. Volkar Dağı eteğinden öz toplayan arılar: Kiybistraya göz kırparlar Linkonya Ovası’na oba kurarlar. Koyun kuzu yayarlar; Peynir tulumları obruklarda Yağ yayıklarda Bazlamalar saçlarda Gece olunca iner şebnemler tane tane Gözükür tepelerde bir kale!.. Hısnı-ı Heraklea!.. Kayserler hükümdarı Başkürsisi Gel gör ki bir bulut; Her gece yer yüzüne inip; İpekten bir tül içinde şebnemlerle giydirdiği Pontuslu Rahip’in güzel kızı Heaklea Gezinirmiş Doğudan batıya doğru Elagöz Bağlarında.. Heraklea-yı gören kuşlar kanat çırpar; Ağaçlar nergise haber salar Bir cıvıltıdır başlarmış.. Bunu gören hükümdar Yaylalara doğru obasını kaydırmış.. Bir zaman sonra Karamanoğulları Bu güzel şehre ulaşmış.. Fatih sultan Mehmet Turası’nı bu nehre bırakmış.. Bulutlar her gece şebnemden elbiseler içinde Heraklea’yı sis tülü altında saklamış.. Ne sultanlar bu şehre iz bırakmış.. Bereket sembolü buğday demeti sol elinde, Üzüm salkımı sağ elinde Bereket Tanrısı Şantaş!!! Karşısında Tuvana Kralı Warpalas.. Şantaş karşısında daha küçükçe; Uzanıyor eli başak demetine.. Kuş şakımaları kimi zaman hazin lerzeyişlerle Yakılıp yıkılan Heraklea Kalesi ile Her zaman sis tülü içinde Şimdi kınalı kahkül kesmiş kızlar Kaşı üzerinde.. Dağdan hoplaya hoplaya inen keçileri Beyaz,kırmızı,siyah kiraz bahçeleri. Kayısı,elma,armut ve vişneleri Üzüm ve dut pekmezi; Ceviz ağaçlarının gizemi.. Volkar dağından süzülerek akmakta hala; Ama Kiybistra ,ama Heraklea.. Unutulmayan bir şey var ya: Ak Hüyük Meydanı’nda açılan çadırlarda Kırmızı renkli Otağ-ı Hümayun: En önde dikili direkte altı tuğra.. Direklerin başı altınla kaplı At kuyruğundan yapılı tuğlar takılı Gönderin başında Zerrin Alem!.. Ve gelip oba kurdu Kanunu Sultan Süleyman.. Sonra geldi Şehzade Mustafa!.. Otağ-ı Hümayün Kapısı’nda Zazal kuşu kanadını yere vurdu Tepelerdedki su kaynadı durdu Rüstem Paşa yedi dilsize Şehzade Mustafa’yı boğdurdu Su iç çeke çeke ağlamaya durdu Barış elçisi papatyalar kurudu Gelincikler kendini yerden yere vurdu Hüzünle hala iç çeker Ak Hüyük suları Er-eğli de dediler Bu hazin iç çekişi dindiremediler.. Şehzade Mustafa Şahabettün Türbesi’nde Misafir oldu bir süre; Zambaklar hastalandı,güller soldu. Seherde Bursa’ya yolcu oldu.. Derler hala zaptı zor Rum Kalesi Bu şehirden kimler geldi geçti Kekik özüyle bal yapan arılar gibi Her biri iz bırakıp gitti Burası Anadolu Ereğlisi!.. Kimi anlatıma göre Herkül Heraklüs’den de bir adı.. Yurdumun Başkürsisi.. İpekten tülden elbisesi İçinde geziniyor hala Ela gözlü Heraklea.. Doğudan batıya doğru akarak Düden’deki Aktaş’ın altından İpek yolundan Hicaz’a uzanan Koşan küheylanlara kucak açan Din,dil,ırk ayırmadan İnsanlığı kucaklayan: Mevlana,Yunus Emre,Hacı bektaş Veli İpek Yolu’ndan kimler geldi,geçti.. Burası EREĞLİ... Anadolu’nun yüreği!!!... not:Kiybistra:akıntı/Başkürsi:başkent/ |
tanrıya niyazın var
ah ömer koçak oy
sana bir gönül borcum var
tebrik ediyorum efendim