BARIŞ
Zalimlik hüküm sürmekteydi şu garip dünyada
Çiğ güneşin altından birisi kalktı ayağa At sürüsü Keçi sürüsü Koyun sürüsünden; Ayrılmış gibiydi aslında.. Duyguyla inancın Merhametle zalimliğin Öfkeyle nefretin arasına; Bir kılıç gibi indi adeta.. Kendisine gelmeliydi insanlık!.. Yeter dedi bu kadar zalimlik Ağaca suyun yürümesi gibi Vicdanlara doğru yürüyordu barış... İnsanlığı hiçleştiren Şiddete karşı gelen Bir tohum gibi deliyordu toprağı Katılaşmış yüreklere Yapılmış zalimliklere karşı Bal olmuş,süzülüp geliyordu barış.. Yağmurun billur taneleri gibi parlak Yere düşen mercan kolye gibi kırmızı kırmızı Açılıyordu barış. Çiçekler yaprağını açmış Adalet mızrağı hedefine ulaşmış Karanlıkta oynaşan cinler kaçmış Cinlerin şahı; Silindir şapka altında Sıkışıp kalmış.. Serçe sağanağında bir an’dan.. İhanetin bukağısından Kurtulup; Ayağa kalkıyordu barış!.. Demokrasi klasikten bir müzik gibi; Çalanın elinde uçup giderken En büyük kumpaslar gümbürderken Hepsini yerle bir ederek Kalkıyordu ayağa barış!.. Ve buluşturdu gökle denizi mavilikler içinde Mavisini çiçekle Buluşturuyordu barış Yağmurlar sonrası açan güneşle Çoğalıyor çoğalıyordu barış.. Yurtta barış,dünyada barış.. Kızıl çam,mor çam ile Ve mavi çamla buluştu barış.. Tarih bir kibritin ucunda parladı Şiddeti kovaladı kovaladı Bir bulut gibi gezinip Damlalar içinde süzüldü barış.. Toprak hayallerine kavuşmuş Ağaçların rüyası gerçek olmuş Semadaki gizli elin dış aleme yansımasıyla Yüreklere tohum oldu barış!.. Tüm evrendeki nizamın Güneşin,ayın ve yıldızların Ezeli ve ebedi bir nizamı gibi Ali nizam içinde gelmişti barış.. |