Memiş
Deyneksiz sokağa çıkayım deme,
Ortalıkta itler geziyor Memiş. Muhannet kabından tek lokma yeme, Sonra boğazına düzüyor Memiş. Binler çalışıyor, biri yutuyor. Yutanlar yuttukça nutuk atıyor. Eller yukarıya alkış tutuyor. Alt yan bok içinde yüzüyor Memiş. Şatavat içinde şu bizim emir, Sen ise açlıktan kapıyı kemir, Beş paket makarna, üç torba kömür, Sorunu kökünden çözüyor Memiş. Her pislikten nemalanan sinek çok. Çıkar için dava satan dönek çok, Ben yemezüm! Sen ye diyen inek çok. Ayılar yedikçe azıyor Memiş. Sermayeyi yük etmişsin kediye, Baş ağrısı, gam, kasevet hediye, Çok bekleme huzur gelecek diye, Senin mühlet yine uzuyor Memiş. Diyanet dinini aldı elinden, Hakka gidiyordun, koydu yolundan, Dünya kitabını verdi solundan, Defterini kimler yazıyor Memiş? Mevlam seni kara kışa koymasın, Kuru makarnaya karnın doymasın, Ak koyunlar kaval sesi duymasın, Narkoz yemiş gibi sızıyor Memiş. Memiş bu gidişle halimiz harap, Dost bildiğin başa örüyor çorap, Bir olmuş ingiliz, yahudi, arap, Türk’ün mezarını kazıyor Memiş. Elliye yaklaştı Metin’in yaşı, Zalimle, zulümle bitmedi işi, Budunda bozulmuş balığın başı, Burnum pis kokular seziyor Memiş. 04.01.2018 Metin Aydoğdu |
Şair bir insan, böyle içten yazılan bir şiir okudumu daha da şairleşiyor...