Yürüdük Çiçek Tozlu Sokaklarda
Yürüdük bu şehirde.
Bu şehrin çiçek tozlu sokaklarında. Yürümenin varmadan önemli olduğu anlardı. Üstümüz, başımız bahar kırıntıları. Oturduk bu şehrin yeşil köşelerinde, Elimizde gelincikten bir çiçek. Yapraklarında hassas bir aşkın rengi. Ciğerlerimizde nefes nefese bir sevda. Durup dinlenmedik, soluksuz koştuk. Ellerimiz bir uçurumdaki tek dal gibi, Sımsıkı sarıldı birbirine. Sonsuz bir yükseltinin yamaçlarına tutunduk. Bir kalp ateşinde kavurduk seven yanlarımızı. Hamdık, yandık aşkın kazanında... Tatların en aşkçasını tattık. Uçurduk içimizde palazlanan serçe kuşlarını. Hesapsız, plansız aşk tuttuk. Göğsümüzün kafeslerinde biriktirdik imkansızlıklarımızı. Gayret koştuk geçilmez yollara. Bu şehir, bu gökkubbe, bu dağ şahittir. Biz kılı kırk yardık severken, Can kırıklarıyla doldu kalplerimiz. Kanayan yerlerimizi yüreğimize götürdük. Dinmeyen yaralarımızı gönlümüze serdik. Biz bu şehrin çiçek tozlu sokaklarında yürüdük. Bahar henüz düşmüştü tanyerinden. Çiçekler gelinliklerini giymişti. Kelebekler açmıştı zeybek kanatlarını, El ele yürümüyorduk. Yükseliyorduk... Ya da kollarımız kanat olmuştu, Yıldızı parlayan bir sevdaya doğru. Ayaklarımız yerde, yüreklerimiz göklerdeydi. Kıpır kıpır uçuşuyordu çiçek tozları, Katmıştık aşkın sonsuzluğuna kalplerimizi. Karışmıştık akan nehirler gibi birbirimize. Büyüdük sonsuza akan sevdalar gibi. Biz bu şehrin çiçek kokan tozlu sokaklarında yürüdük. Biz yürüdük,şehir yürüdü,aşıklar yürüdü. Ve şiirler yürüdü bu şehrin çiçek tozlu sokaklarında. ...Rüzgar... |