Bir Aşk Hikayesi
bir adam bir kadınla bir söze başlıyordu
hiç unutmam saat bir civarı gündüz hani sonsuza dek tamamlanmayan bir cümlenin ilk kelimesi hep yarım kalacak bir şiirin ilk hecesi gibi uzun bir kule... uzun bir ask hikayesinin mujdesi gelecek birazdan suskunlukça uzun,sessizlikce derin önünde çay bardağı ne zaman uzansa yüreğiyle kalabalıklar kadar yalnız bir adam çay kadar sıcak,rüzgar kadar da serin mümkün degil tibben böyle bir kalbe sahip olmak şairler de anlayamaz bir bardağa, bir de çok uzaklara bakıyor gözü ara sıra da yollarda hayat gibi durmadan akan bir şeyler var vakitse bazen uzun bazen kısa,bazen çelimsiz... ömür zaten geçmekteyken vakit geçiriyor güya yaşıyor mu? belki biraz... yüreği kül,yüreği uykusuz belki de kalbini bilmeden damar damar ilerliyor vuslata gizli bir ışık var içinde saklı bir ses,kendinden bile saklı kalbinin en mahreminde imkansız bir yol var ve bekliyor ne beklediğini bilmeden zaten beklenmedik gelmiyor mu her güzel şey... ansızın bir mesaj geliyor ve titrek titrek bir kelime, Nasılsınız? ve bir kadın bir sözle bir dünya kuruyor adama bir kelime nasıl da söküyor sevda ağını kim bilebilir ki bir sözün sonsuz kadar anlamını ilkin duraksıyor nasıl olmalı adam? yorgun,ya da heyecanlı, belki mutsuz ya da şaşırmış... şartmış gibi, alışmış iyiyimlere... doğru mu belki herkes gibi o da iyi biraz herkes iyi olsun da zaten gözünün gördüğü kadardı gökyüzü ve ayaklarının gittiği kadar bahar ve sesi yettiği kadar duydu kadının sesini iyiyim dedi fakat bu kez farklı sanki tüm iyi olacak günlerinin başrolüne seslenir gibi iyiyim ya siz... ve böyle başlayacaktı bu sırlı düğümün hikayesi hani hesapsız olmak almadan vermek yani büyütmek bir çiçeği sebepsiz yürekte ve sulamak ve her dem yeşil tutmak ve hani aşk plansız programsız bir muamma düşünmeden düşülen bir yol bir yanı bahar,bir yanı kar hadi gel dedi adam gözlerinin altında buluşalım başına prensesler taç takmış saçlarının gölgesinde kavuşalım... silkeleyip bir çırpıda yürek tozlarını aşkca bir nefesle üfleyip göğsüne dağıttılar gönüllerinin küllerini ve bir avuç kor koydu yürekleri yüreklerine vakit 5 Mayıs ve günlerden salı ilkin gözleri buluştu tebessümle sonra bir merhaba ile dokundu ellerine adam ve içinden dedi "hiç bir şeyin hatta yağmurun bile bu kadar nahif bir kalbi olamaz" bakıştılar bir süre... bir haber gibiydi kadın bir kitabın tam orta yeri adresine ulaşmış bir mektup gibi adamın cümlesinin devamıydı sanki tanıyor gibiydi yüzünde belirsiz çizgiler bir mujde mektuplar mektuplar, sustukça yazılan aşk sözleri sanki gözleri ile dikmişti tüm sözleri ve tek ses ta ciğerden hani sizi tarif eder kalbinize bir yol olup taşır gibi tüm isaretleri neyle ya da nereye gittikleri önemli değil belki de hiç bir yere gittiler oturdular karşılıklı adam konuştu, kadın sustu sonra kadın konuştu bir ara adam doldu... dağ kadar oldu, yepyeni bir ülke buldu sözlerinden nefesi değiştirdi iklimini kelimeleri tek tek aldı heybesine kaybetmeyesiye kadın ürkek bakışlı bir ceylan sıcacık avuç içleri terli ve istemsiz atıyor mimikleri gözlerinde taşıyor cennetini bakışlarıyla dikiyor adamın göğsüne incecik süzülmüş sözleri kalbini koydu ortaya en parlak yıldızdan daha parlak sanki yıllar birikmişti dillerinde sözler sel olup akmıştı bu bir şiirin şairini buluşu ya da şairin keşfiydi yüreğini kalemin aşkla dokunuşu kelamın anlamını buluşuydu bu bir eşsiz buluşma, birlikte atılan ilk adım sonsuz sevda yoluna bu bir ilk hissediş bu bakış bir hakediş kadının kalbini kumrular gibi titrek kalbini ilk tutuş bırakmayasıya... ve aşk kirpik uçlarından sızan ışık gözleri tıka basa dolduran sır kimi zaman hıçkırıklı bir hülya bazen sağnak bir yıldız yağmuru kalp çarpıntısı,gönül kıpırtısı bağı çözülmüş diz... ve bu bir aşk iki kalbin ilk kez varoluşu daha önce yazılmamış bir cümle gibi hiç söylenmemiş bir söz gidilmemiş yer, keşfedilmemiş ülke o kadar ki çıkmamış bir ses olmamış bir hece su düşmemiş toprak, geçilmemiş yol duyulmamış his, uyanmamış bir duygu yaşanmamış bir yıl, durdurulmuş bir zaman gözü açılmamış bebek, hiç ışık görmemiş bir kör. insanlıktan çıkan ilk haber, ilk doğan çocuk sevincinde. ilk atılan adım gibi hiç paylaşılmamış bir şiir letafetinde, kainattan toplanan harfler azizliğinde. bu iki yürekte doğdu, ismi ilk konulan bu aşk. masada iki fincan vardı iki de gül lokumu havada aşk kokuyordu ne içmişlerdi, kahve mi? adam kahve kahve iki güzel göz hatırladı o günden hep... memnun oldum dedi kadın... tanıştığımıza memnunum adamın ici güldü gözlerinin ben de diyebildi sadece... belki de tüm memnuniyetlerin başlangıcı oldu adam bir çikolata gördü kalp şekilli aldı gizlice eline artık nesneleri aşka çevireceklerdi hep bu kalp işaretiydi bunun yetmemişti zaman kalktılar ve birlikte gittiler konuştular,sustular tebessüme geldi yaşanan zaman ve böyle başladı bir sevda hikayesi böyle başladı bu bitmeyen şiir sonra mı ne oldu bir adam bir kadınla başladığı bu sözü bitirmedi hiç... ... Rüzgar |
İYİ Yıllar..