Dosta Mektup
Dostum! nihayet sende başladın,
o eşsiz ve anlamsız mücadeleye. Kim bilir, ne çok şeyin özlemini çekiyorsundur. Özgürdeğilsin şuanda biliyorum, ama boş ver, hepimiz geçtik bu yoldan. Burada çok şey değişti desem inanırmısın? Yaşadığımız o güzel günler geçti hiçbir şey eskisi gibi değil artık Ne kadar üzülsende geçti o günler. mehtabı seyrederek eşsiz kızılırmağın kenarında, buz gibi biraları yudumladığımız günler. Okul bahçesinde top koşturan çocuklar, Apartmanların balkonlarından el sallayan şımarık kızlar. Bütün bunlar bize seni hatırlatıyor, derin bir iç çekiyoruz. Ama elden ne gelir ki geçti o günler, o parasız ve gururlu günler. O sıcak tezgahın başında yorulmadan çalışırdın Kranlık ve isli dükkanın, nasırlı ve güçlü ellerin, alnından süzülen terin, sanki sana seni anlatıyordu. Her akşam olduğu gibi o eski otomobilin bozuk kapısını açardın içerden bize ve pavyon kalkışıyla kalkardık pazar yerinden serin cumartesi akşamlarında. Hatırlarmısın kafaları çektiğimiz o güzel günlerde, dışardan gelen her gürültüde, irkilerek bizi uyarırdın ve ansızın gelirdi baban o soğuk sesiyle çağırırdı seni sonra korkarak ortalığı toparlardık, heyecanla Pazar sabahları bir türlü kaldıramazdık seni yatağından ve mutlaka kavga ederdik, hiç bitmezdi bir kahvaltı kavgası, bir temizlik kavgası nasılda teselli verirdi bize, ardından gideceğimiz piknik heyecanı Akça kavağa giderdik her hafta, güler eğlenirdik. öğle yemeğinin ardından kavgamız başlardı yine ben su doldurmam derdin ve kaçar giderdin o her zaman ki tepeye. Geride kaldı o günler. Her mahellede bir kız, her sokak ta bir anımız vardı mahallede her köşe bir dünyaydı sanki... Bir başka olurdu bayram sevinçleri kurban kesiminin ve cıvıl cvıl çocuklu misafirlerin beklendiği günler. Her bayram o saygılı akrabaların, komşuşarın, şımarık çocukların, evi ziyaret ettiği o güzel günler geçti. Binalarla dolu caddeler ve avare turlar attığımız sokaklar. Yollarda kızlar gülümser hızlı adımlarla gezdiğimiz mutluluğa giden yol gibiydi caddeler Geçti o günler, o parasız fakat keyifli mutluluk günleri kaçamak bakışma günleri. Kızlar camın arkasından bakarlardı bize heyecanlı ve mağrur bakardın sende onlara. elindeki ve yüzündeki kara lekelriyle beraber. Biz kendimizi tatlı dilimizle, bazan kalemimizle gerektiği zamanda yumruğumuzla savunurduk Yüreğini bu ellere ödünç verdinde gittin sen gelince almak üzere. Hatırlasana o bizi şaşırtan korkutan ayrılığı, anaların ve kardeşlerin içe dokunan ağıtlarını, hatta gizli göz yaşlarıyla ağlayan o genç kızı. Ailenle beraber bir akşam yemeği yememiş olmanın ve hiç katılmamanın pişmanlığı vardır içinde biliyorum. Geçti evet hepsi geçti. yeniden yaşamak üzere, yeniden sımsıcak ve dopdolu ayrılığı hiç olmayan bir ömür yaşamak üzere geçti... Orhan Karartı yıl: 2000 |