ROTAMDA MEVSİMSEL KIRIKLAR...
Rotamda mevsimsel kırıklar:
Rüzgârın savurduğu gölge misali eşkâlim. Zaman aşımına uğramadığımın da Tek delili; Yaşsız ve yassız sefil benliğim. Gözden ırak nasıl ki; Unutulmanın verdiği o bayat tatla dokunur usulca Belki de zikreden deyişlerden çok öte bir yol Tutturur da şiirin zarafeti. Kıvılcımlar saçan gözlerinde şiirin, En nazenin terennüm Yine mütereddit kimlikten Arda kalan o fısıltı. Sevmelere dair nice kinayeyi sırtlanıp da Zamanın ve devranın tek şahidi; Unutulmayı kabullenip Unutmaya direnen son yolcu olmalı Kayıp hayallerden düşen payıma. Kırık kanatlarına kondurduğum buse Yine ellerimde tir tir titreyen yavru serçe. Gerçektir bu hikâye Hem de en azılısından geçen zaman. Yalan olsa keşke sunumumda Ve lav etsem şiiri: Sonra da dokunaklı yüzünde esaretin Bir şerh düşsem ansızın: Beni bana yakın kılan, Ömrün yankısında Son bulan bir sevda mı da Üstelik ölümüne Üstelik yenilmeyecek sine düşmüşken yana başın Solan çiçekten yok ki farkım, Demenin mağduriyeti Yine dikenlerim kanatırken içten içe. İkircikli bir şarkı tasarlıyorum Hücrelerin istilasında Talan edilmiş kalan yarım Aslında yarınlardan kaygılıyım: Alayına da sevdalıyım Yazmakla iştigal bir şiiri, Demlendikçe Bulut benzeri bir coşkuyu Kutsarken Tanrı Ben hala canının derdinde Bir faniden öte Hüznü yağmalıyorum şiirlerimle. Şirin bir teselli akan Irmaklarında aklın. Varsa yoksa derdi, tasası Yine kıdemli yolculuğun Perde arkası. Dediklerime nasıl ki kefilim, Demediklerimden de gocunmam hani: Köhne bir odanın Kirli duvarları… Varsın beyazı teğet geçsin evren Kinimden arındım madem Var mı benden zengini? Derli toplu kıyımlarda Ölü taklidi yapan bir imgeyim epeydir: Deliliğimi sunduğumun da delili Gecenin gözüne kaçan toz misali Haylidir içli dışlı bir yolculuk, Gönül gözünden müteşekkil Çöken sineme Yine ağır bir bulut. Ayıkladıkça taşını bunca yalanın Soyut tebessümlere bile muhtacım: Varsın sıradan bir selam Varsın yalandan soran halimi hatırımı Hani olur da elinde bir karanfil Dağıtır havanın kederini, gamını. Ah’larımla geldim de ne oldu? Sonlarımı vurdukça Hayatın gongu Hadi, sil baştan, yeni gün: Kayıtsız bir yorgunluk elbet yandaş Yine saklı içimde sancak Yine derinlerden süzülen tevekkül. İpliklerle dokuyorum aşkı, Bayat cümlelerden arakladığım yalanları Eliyorum düş pazarında. Kaynayan atlasını evrenin, Gece nöbetlerini sürüngen öfkemin, Çatal sesini kinayenin Siliyorum kara tahtadan. Alımlı imgeleri ıslatıyorum akşamdan Sürahi dolu işte az rehavetle, Aşka sirayet eden dokuyu Elliyorum usuldan İçimde körebe bir sancı. Kulluktan aldıkça nasibimi, Elemle yüz gözüm epeydir madem Bir de satılmış yüreklerin üstünü karalıyorum. Alı al moru mor Alayına hüzün, Alaylı ömrün neresi vurgun yemiş de Mektepli bir sitayişi kundaklarken zamandan Arda kalan, Derli toplu bir ölümü kundaklıyorum. Sırça köşkün baş belası, İkircikli aşkların yorgun kıtası, Demli üzünçlerle çalkalarken ömrü, Densiz yergilerle kıyasıya bir mücadele. Yorgundan öte Yanıp giden yorgan misali Kalan diri bir umut Yine teyellediğim güne dair; Dünden sarkan o mizacı, Yarınlara dair sitayişi Öbeğinde ölümlerin Kul köle olduğum aşkları bile Görmezden gelen yargı. |