SonbaharSen giderken yarim, Sen bende yiterken, Bir tutam yaldızlı semayı, Farkında olmadan Yeşili, maviyi, moru, turuncuyu… Sen bende yiterken yarim, Hilali, dolunayı, yeniayı, Gökkuşağının cümle ahengini Sürükleyip götürdün. Sen yiterken benden, Takvimde sararmış yapraklar Çorak sahra, Güller, gelin duvakları, menengiçler, Ve ne varsa sana ait Bende yaşayan ne varsa kayıp gittiler. Sen giderken Ben kader dedim sevdam, Sana yar olmaz, Seni gelip bulan. Hummalı, sıtmalı Bir dermansız yara Olsa olsa gelip seni bulan. Bende nice kapanmaz yara. Sebat, çölde ağır bir hilat. Yaz günü buza kesmiş nehir, Ayazda inleyen erik ağacı. Ağırlığınca yol bulup esriyen hüzün, Sararmış takvim yapraklarında kalmış aşk. Hani demiştin ya unutursun beni. Unutmuştum ben de yarim. Aklıma düştü hatırladım birden. Hatırladım tebessümle yine seni yarim. Sahi o vakit ılık bir ilkbahardın koynumda, Şimdi buz gibi bir sonbaharsın yapraklarımda. |