EYLÜL'den EYLÜL'e
Dönüştük
Yazdan güze geçer gibi Aklımızda bin ziyan Kalbimizde kül duman Ne şehirlerden geçtik Damarlarımızda aşk küresi En güneyden en doğuya En kuzeyden en batıya Dönüştük Savaştan sevişe dönercesine Kırk kırık ikindide Kırk saat ıslandık Arınmaya yunmaya Urbalardan üstümüze sinen Naftalin bile değil artık Kumaş ölüsü İçimizde engebeler Ruhumuzda ıstırap Ellerimiz bir boş bir dolu Dönüştük Aşktan melâle yürürcesine Ay kaç kere ağdı üstümüze Tamdan dolundan kaç kere geçtik Kaç güneş kavurdu ikilemlerimizi Kaç yağmur damlası değdi Hüznümüze Sesin seyr-ü seferinde Kaç kırık saat Kaç irkilmeyle bölündü uykumuz da Kaçmayı akledip fiil edemedik Dönüştük Elde var şiir Avuçta bir avuç demir leblebi Çifte kavrulmuş hasretle Sonra bir cinayetin tanıklığı düştü bize Günden geceden miras Akla fikre delilik dolayıp Savaştık değirmenlerle Dönüştük Böcekten kelebeğe Kemirgenden üretkene Ağzımızdan kara bir köpek Kusana dek. Büyüteçsiz büyütüp, Her aşkî görüntüyü Gölgeyi aslına diktik ki kopmasın Saate zamana takvime zulmettik Ve mesafelere Ve yönlerine merkezimizin Doğuya batıya güney ve kuzeye zulmettik Metotlu ve bilinçli bir vandallıkla İçimizde eşkâli tam belirlenmiş İştihamıza kasteden aşk katilinin Dönüştük Geriden beriden dünden Öne öteye yarına Zaten bir hesabı yarım bırakıp Diğerini hiç ödememişiz Tenden yükselen hiçbir buğuyu Boşa vermiş de değiliz hani Akmışız akılacağı kadar Dönüşmüşüz sarnıçlara Gergin bir ipten alıp boynumuzu Büyük bir Şefkate râmetmişiz tekrardan Rikkatimiz Dikkatimizden hep bin adım önde Hasbiyiz muhasebeci dükkânında Güzden güze geldi hikâyemiz Yağmurdan diğer yağmura Hayat bir sanrı değil artık algımıza Malum bir temaşa Seyrediyoruz İçindeyiz kuş cıvıltısının Dönüştük Sarı bir resimden Bembeyaz bir hikâyeye Yeknesak bir boşluktan Esritici bir loşluğa Işık hızıyla geçtik Durmadan Kargandık Çapraştık Savaştık Direndik Lanetlendik Ama her zaman dimdik Dönüştük Böcek ziyafeti bir cesetten Efsanevi bir aşk masalına İçimizde yeni boşluklar Giderek dolan ötekilerinin yerine Dışımızda bir güzellik Çakırkeyif bir sendelemeyle beraber Sese göze tene ihanetle başladık yola Dönüştük Şimdi Tek ses Tek göz Tek ten’iz Aşk muammasının tablolarında Yükseklerden Billur sızıntılarla indi kalbimiz Düzlerdeyiz Sakiniz ve dahi dupduru Sessiz kedersiz Ama hep biraz hüzünlü Durgun bir suyuz artık Dönüştük Çağlayandan Sorduk bütün hesaplarımızı Gülenden Ağlayandan Sır içimizde Ser veririz de Esinsiz efsunsuz şiirsiz Bir büyüye Yer vermeyiz Kalbimizde... 22 Eylül 2007 Şükrü Özmen |