Küçüğüm
Sana dair hasretim dağlar kadar yücedir
Yokluğunda bu yürek seni anar küçüğüm!.. Seninle geceler gün, sensiz günler gecedir Hasretin aleviyle sular yanar küçüğüm!.. Seni tarif etmeye sözlerim aciz kalır Göz hakkını vermeye gözlerim aciz kalır Sana bahar yaraşır, güzlerim aciz kalır Çaresiz kalan yürek nasıl kanar küçüğüm!.. Yüreğim Kerbelâ’dır, sana susuzum ey can! Ay parçası gül yüzün aklımdan çıkmaz bir an Nerede gülen gözler, nerede o heyecan? Gönül lokmalarını aşka banar küçüğüm!.. Kaç kez af dilemişim kapanıp dizlerine Hak vermemiş değilim sitemkâr sözlerine Gönlümü bağlamışım o kara gözlerine Seni görmeyen gözler beni kınar küçüğüm!.. Düne dair düşlerim önüne katar beni Dost bildiğim yârânlar gün gelir satar beni Sana dair hayaller hayatta tutar beni Bu kırılmış kalbimi gel de onar küçüğüm!... Senin olmadığın köşk benim için bir kafes Sensin hayat pınarım, sensin aldığım nefes Çık da gel servi boylum, çık da gel ey billur ses! Yuvadan ayrılanlar ne gün döner küçüğüm?... Yanar kül olur gönül, zemherinin karında Bülbül ahuzar eyler gülistanın hârında Aklım başımdan çıkar yüreğin efkârında Kapkaranlık geceme sensin fener küçüğüm!... Patlamaya hazırdır içimdeki yanardağ Bu dijital kafayla bizi anlamaz bu çağ Bülbül yurdundan sürgün, baykuşlara kalmış bağ Bülbülün yuvasına baykuş tüner küçüğüm!... Gün perdeyi kapayıp karanlık indiğinde İçim içime sığmaz gözyaşım dindiğinde Ufkuma güneş doğar, geriye döndüğünde Yüreğimin ateşi senle söner küçüğüm!... M. NİHAT MALKOÇ |