LALEZARIN BAŞKENTİNDE
Sümbül, nergis ve karanfil, nede akşamın safası
Lâlezarın başkentin de, gül kokusu alıyorum Kulağım da hoş bir şarkı, dudağımda aşk nevâ’sı Bir çizin var gözlerim de, nasıl mutlu oluyorum Sırlı hem de çok gizem var, caddesinde, sokağında Yanağından sarkan o gül, sevdiğimin şakağında Öyle kutsal vede temiz, benim sevdam bekağında Dudağım da hoş tebessüm, bilsen nasıl gülüyorum Boş değil ki sahil, koylar, sevdaları terennümde Gerdanlığın takmiş haliç, halı gibi bak önümde Yalılara el sallarken, sensiz geçen bu günümde Aynı havayı solursun, bu şehirde biliyorum Hele sabah seherinde, camilerde aynı nidâ Dalıp gittim, bakakaldım, gözlerimde sinsi cida Güneş ufuktan göründü, gün, geceye etti veda Niye bilmem bu şehirde, huzur ile doluyorum Rıhtımlarda balıkçılar, oltaları atmış suya Gülücükvar dudaklarda, dalga sesi duya duya Soğuk umurlarda değil, ihtiyaç var sıcak çaya Nefret denen o duyguyu, hafızamdan siliyorum En sevdiğim kahvem hazır, yudumluyorum masamda Özlem çiçekleri açıp, mazimi unutmasamda Gözlerine bakmasam da, ellerini tutmasamda Sen varsın ya bu şehirde, yağmur olup çiliyorum Boğazdaki bu geziden, Lüzumsuz haz da almışsan Aradığın bulamadın, yine de yalnız kalmışsan Yeni sevdalar bulup da, başka birinin olmuşsan Unutsan da gülüm beni, saadetler diliyorum Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI AKŞAM SAFASI: Bir çiçek adı LALEZÂR: Lale bahçesi NEVÂ: Ses, ahenk, name, refah, mutluluk ÇİZİN: Gözlem ya da verileri alansal ve yersel dağılımıyla gösteren çizim. BEKA: Kalıcılık, ölümsüzlük TERENNÜM: 1. müz. Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme. 2. Kuş şakıma, ötme. 3. mec. Anlatma, ifade etme NİDA: Ses CİDA: İnat etme, direnme, kargı, mızrak |