İstanbul- Ankara
Ankara’yı sevmemi İstanbul kıskanıyor
Erguvanî sözcükler üşüyor hayalimde Bu şehr-i Ankara’yı Leyla bensiz anıyor İstanbul gül açıyor yâr ıtırlı her imde Mavi gerdanlığını takıyor da boynuna Zarafet besteliyor Üsküdar’da dört mevsim Kızkulesi alıyor düşlerimi koynuna Boğaz erguvan renkli değişmeyen has isim Mihrabat Korusu’ndan bir ışık süzülüyor Mavi sulara doğru aksediyor gülüşü Ankara bozkırında bu hâle üzülüyor Besteliyor dem be dem İstanbul renkli düşü Ben de bir taşralıyım aşina Ankara’ya İstanbul renkli düşü hurufata pay ettim Bir çare bulamadım sinemdeki yaraya Bu rekabet içinde yok aklımı zay ettim İnceldi Kızkulesi minareler ayrı tarz Ankara’da estetik kaybolan renkli rüya Beş vakit huzur vakti gönülden Allah’a arz Ankara’da payitaht kim ne der hayal bu ya Ankara’yı sevmemi kıskanmasın İstanbul Deniz olmayan yerde hayat hep yeknesaktır Yedi tepe yedi sır vâkıf olamaz her kul Taşradan İstanbul’u sevmek zaten yasaktır İstanbul’un saçları güneşten ilham alır Ankara sinesine bozkır ayazı sarar Bize böyle sevdadan bir Leyla faslı kalır Hurufat yola düşer efsane şehri arar İstanbul’la Ankara bizim kader bağımız İkisi de payitaht ikisi de mukaddes Örülür sabah akşam tel tel sevgi ağımız Dese de bestenigâr bu sevda değil lades Ankara, 07.12.2017 İbrahim KİLİK |