Usuletle ve suhuletle..."Usuletle ve suhuletle” derdi eski bir baş aktör Ezber bozmaz dizilerin her bölümünde, Naifti, hoştu, dillendikçe dinlendiren Dinledikçe sakinleştiren. “Usuletle ve suhuletle…” Sanki kulağa rast makamlı bir nameydi Yavaşdı ve emin adımlar ateşliyordu, Her nefesi alırken kazandırıyor, Kazanmakla kalmayıp kolayca verdiriyordu. “Usuletle ve suhuletle…” Şimdi biz bilmez olduk bu şarkiyan dili, Köşeli, sivri, yuvarlasan tangırdayan revaçta. Başından sonuna dinleyecek kadar ne zaman, Ne de alaka bıraktık sığırcıklaşan dağarcıkta. “Usuletle ve suhuletle…” Pırıl pırıl bir genç görsem ağzında tespih, "Yine bir gülnihal aldı bu gönlümü, Sim ten, gonca fem, bibedel ol güzel" Ne güzel ne güzel ne edebi ve ne özel. “Usuletle ve suhuletle…” Ama öğrendik biz de ayakta aş yerken, Fast olmak lazımmış, ivedilik dururken Sabah yatırdıysan bir işe hazineni Akşama kazanmalıymışsın nemasız faizini. “Usuletle ve suhuletle…” Bir selam verecek kadar cesaret Alacak kadar tahammül gerekmezmiş. Yetişmeli her kim nereye koşuyorsa Varmalıymış teyyare hemen Fransa,Bursa. “Usuletle ve suhuletle…” Buğra San(24 Temmuz 2007) |