KİM BİLİR...’Öldük, ölümden bir şeyler umarak, Bir büyük boşlukta bozuldu büyü Nasıl hatırlamazsın o türküyü /......’ (*) Sevdik, sevgiden bir şeyler umarak, Bakışlarının boşluğunda bozuldu büyü. Nasıl hatırlamam o türküyü: ’yemenimde hâre var yüreğimde yâre var ne ben öldüm, kurtuldum, ne bu derde çâre var’**) Türküde bir göz yaşı, Şiirler, sabır taşı... Yaş yetmiş dokuz Yolun neresindeyim? (***) Bu, her şeyim olan şehrin Susuz deresindeyim. Hem, derenin çamur dolmuş dibindeyim Ve bir damla çamurlu suda Soluk almak için çırpınan bir balık gibiyim... Ne gün doğuşları görmüşüm, sevdalı şarkılarla Ve ne gün batımları, Bulutların kızıllığında tutuştuğum, Boğamaz, bitiremez beni bu çamurlu su Duygularım, ne bir yakınmadır, Ne de ölüm korkusu... Bulutlar, yerde olup biten her şeyi görür, Bazen üzülür, ağlar, bazen sevinir Fakat hiç bir dilekleri olmaz yerdekilerden, Bütün duyguları, sadece kendilerinindir. Şiirler de bulutlar gibidir; Meselâ; bir vefa dilenişi değildir bu şiir, Belki hoşgörüdür, belki isyan, belki de sitemdir Kim bilir... Ünal Beşkese (*) :) Cahit Sıtkı Tarancı’ dan (**) Eski bir İstanbul türküsü (***) Cahit Sıtkı Tarancı’ya atıf |