YARALI KUŞ
YARALI KUŞ
Geceleyin rüyalarında uzattığı ellerini bir türlü ona kavuşturamıyordu. Akşam rüzgarlarının önüne kattığı kuru yaprak gibi bir sağa bir sola savruluyordu. Yalın ayaklıydı Yaklaştı usul usul! Ağacın dalları boynuna sarılıyordu. Durdu birden: Bağırmak istedi, bağıramadı! Açtı kollarını "Yarabbi" dedi "ne olur beni de al bu kabustan kurtar beni" Gaipten bir ses duyar gibi oldu "zamanı değil, kolay değil, sabrı öğreninceye kadar isyana devam edeceksin" deyince, kuru yaprakların üzerine öylece yığıldı kaldı. Yaralı bir kuş yaklaştı yanına, bir ara gözlerini açtı, kuşun minnacık gözleri büyüdü büyüdü! Yüreğinin yanında bir yürek daha oldu! "yalnız değilim" dedi kendi kendine, sonra kuşun yaralı kanatlarına uzattı ellerini, okşamak istedi. Kuş, ipekten kanatlarını çırpamadı. Çaresizdi. Yarası kanıyordu. Son bir defa daha kanatlarını çırpmak istedi, olmadı. Oracığa yığıldı kaldı, sabrı öğrenemeden!.. Yusuf Yılmaz |