İran’a Ambargo varsa,
bunu Ülkem imzalarsa,
Yaptırımı korur,
Adım "Birleşmiş Milletler" olur.

Biri Rant uğruna
Birleşmiş Milletler’e karşı,
gizli-saklı
Ambargoyu kırarsa,
Pazar-Çarşı
İran Petrolünü satarsa,
Adı "Çıkarcı" olur,
tabiki Hapse konur.

Her Kimse bu Bilmem-ne-Çocuğu,
kırdıysa Ambargoyu,
sattığı İran Petroluysa,
Türk Bankalarında
yıkadıysa Kara Para
Altın olarak soktuysa İran’a,
Suç işlemiş sayılır,
Göz Yumanda Suç Ortağıdır,
bundan Çıkar aldıysa,
onlarda yargılanır.

Bu
Türk Pasaportlu, İran Uyruklu,
Azerbeycan’lı Tuttuklu,
başlarsa bir Gün Konuşmaya,
yani öterse Bülbül gibi;
"- Aman yapma!" diye ağlarsa BİRİ;

"Ötme Bülbülüm ötme,(*)
bilirim aşıksın Güle,
Gülün hali kim bile?
Ötme bizim Bahçede,
El atıp dolaşma Bülbül,
Derdim yetiyor bana,
Derdime-Dert katma Bülbül,
beni sen yakma Bülbül!"

Şarkısını söylerse Abileri...
O Zaman;
Toprak duyacak,
Yaprak uyanacak,
Meyva verecek Orman.
Ağaçlar Çiçek açacak,
doğacak Ormanda bir Gül,
Gerçeği söyleyecek Bülbül,
Orman kovacak kötü Aslanı,
sececek İYİ olanı
he-heeeeeeeeey!
Tamam mı
Dingil Bey?

(*) "ÖTME BüLBüLüM ÖTME!" Şarkısından aynen alınmıştır.