ÖĞRENCİLERİMİ ÖZLEDİM
ÖĞRENCİLERİMİ ÖZLEDİM
Bilseniz hasretlik yakar içimi. Sınıfımın nakışını özledim. Bu yolda ağarttım onca saçımı. İnişini - yokuşunu özledim. Girince sınıfa, gülerdi yüzüm. Onlar ki canlarım; oğlum ve kızım. Dikkat ile dinlenirdi her sözüm. Gözlerini dikişini özledim. Ayten’in her derste çekilir saçı. Sanırdın, Yaşar’ın bunda yok suçu. Düşünce Fatma’nın güzelim tacı, Yağmur gibi döküşünü özledim. Ali çok koşardı; sanki bir tazı! Hüseyin’in çok çıkardı avazı. Ayşe’nin gün boyu bitmezdi nazı, Dudağını büküşünü özledim. Ali Osman sıkılırdı sınıfta. Hasretle bakardı yüzüne tahta! Son ders zili çalıp, bitince hafta; Keklik gibi sekişini özledim. Ümmü Gülsüm her fırsatta ağlardı. Saçlarını at kuyruğu bağlardı. Öksüzlüğü yüreğimi dağlardı. Mahzun mahzun bakışını özledim. Tuğba’nın sevimli, seyrek dişleri. Ne kadar tatlıydı o gülüşleri… Mehmet Emin düşürünce fişleri, Telaş ile takışını özledim. Leyla bebeğini alır sırtına, İki gider, bir bakardı ardına. Veli’yi görseniz; sanki fırtına! Dere tepe çıkışını özledim. Fatih soru sorar, çetin mi çetin. Merve’ye gülmekten yerlere yatın! Teneffüste, bazlamayı Ahmet’in, Hızlı hızlı tıkışını özledim. Salim, çantasını açardı tetik. Yatardı kitaba kaşları çatık. Sanki çıkarırdı tarladan kütük! Okumayı söküşünü özledim. Az mı yolda kaldık çamurda, karda... Adadım canımı, bu güzel yurda. Şimdi hasret kaldım, düşünce derde. Hem yazını, hem kışını özledim. Fikret’im o günler hayalmiş meğer. Her akşam üstüme bir hüzün yağar. Sanki, Güneş bile daha geç doğar! Mevsimlerin akışını özledim… Fikret GÖRGÜN |