yelkovan
dünyanın dönüş hızı duvardaki çemberde öyle gürültülü gelir ki
sabahın yeni başlayan güne sızdırdığı huzurlu sessizlik çınlama olur gider yorgun bir çakmak çorak bir tütün tedirgin bir kitap... düşünmek işkence olduysa uykusuz bir yağmurlu gecenin ıssız perküsyonlarinda eline ne geçerse fırlatırsın o an sahneye arvo silentium, ıtırı yitmiş üzerlik, telefonun g tuşu, kanepenin omurgasi... meraklı mühendislerin icat ettiği zaman kapsülünde birbirini izleyen binlerce benzer gibi yelkovan peşine takıyor az önce unuttuğun seni dönüp duruyor. lavabodan kayıp giden su gibi. |