umutsuzluk,western ve anımsamak
"sonra kar yağdı... donduk ve öldük
rüyamda ölmeden önce resmedildiğimi ve resmimin binlerce yıl yaşadıktan sonra cennete gittiğini gördüm" kendi içindeki parlakliğa dokunup dünyaya ışık hüzmeleri saçan güzelimsi çocuklugun, çekirdeği tam ortasından çatlatan güce akıl erdirmesi etik olmayan sonuçlar doğurur. manik pırıltıların yerini şizoid dalgalanmalara bırakmasına getirilen yorumdur bir yerde hüzün. mor karanliklara kesen birdenbirelik, hastalikli nese, depresanli umursamazlik, kavramsal yetkinlik... bilinmezliğin yüce peygamberinin bundan yorulması kadar absürt ama insanidir. -o kadar usumustu ki cehenneme ondan yaklasti gibi soguk mazeretler icerir yalnizligin otopsisi- hiclige gark olan butunluk, nihilizmle futursuz mutlulugun arasinda git-gel yapan trenin ne basi ne kicidir artik. "çıkageliyordu delirmenin ateş hattından umutsuzluğun büyülü ideolojisi intihar" istemsizce alınan bir nefesten daha zordur nefesini bilinçli tutmak alinamayan bir nefes en zorudur beceriksizce solumak zamani, imlasiz ve noktalamasiz bi atmosferde salinmak. "biz onun tarafindan resmedilmeyi sevdik" yalnizlar ve tarifsiz yasayanlar tasvirleri sever arada bir bir yerinden o bilinmezlikleri tuttuklari icin. umutsuzlugun bi tanimi var mi? |