Bir yanı yıkık kasımGöçtü göçebe kuşlar bu âlemi terk etti Bozkırın müdavimi bize kaldı serçeler Gizemli kırlangıçlar alıp başını gitti Saman rengini sürdü elsiz kolsuz fırçalar Yapraklar ateş rengi geçmişini yakacak Buza meyletti sular sensiz soğuk akacak Yalnız kurt uluması sanki dağı yıkacak Kural böyle olsa da hüznü yürek parçalar Geceler dolunaysız bitmez dumanı sisi Yıldızlarından yoksun çoğalır göğün yası Evsiz barksız garipler birde gönül yarası Duygusuz düşüncesiz yükseliyor sırçalar Bahardı yazdı derken aylardan kasım oldu Çirkinleştikçe dünya güzele hasım oldu Güz gülleri direndi onunda rengi soldu Hayaller yorgun düştü gayrı uykuya dalar Anlamsızlık içinde anlam arayıp durdum Sorduğum sorulara kendimce cevap buldum Akıbetim besbelli biraz saflığa vurdum Tohum çatlar toprakta ecel kapıyı çalar Tasalanma Kurtoğlu yukarda Allah varken Kıyamette gecikti demek ki vakit erken Aklına bir şey gelmez avcı avını yerken Kara gözlü ceylanı boğar boynunu yalar Arap Kurt |