3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1287
Okunma
Aydınlığın muştusunu içime salan güneş
Bulutların veda yaşları aksa ne çıkar.
Nemli yapraklara, ıslak sokaklara inat
Sinir uçlarım yeniden depreşirse ne çıkar.
Aşk bu, vurgunum,
Yorgundum artık dinginim.
Kaç asırlık mührü kalbimde coğrafyanın
Kaybettiklerim dikilse karşıma ne çıkar.
Bereketsiz tarlalardan fışkıran başaklar
Rüzgâr filizlerini sarssa ne çıkar.
Yeniden yaşama sevinci parlarken burçlarda
Mızrap tellere küskün dokunsa ne çıkar.
Aşk bu durgunum,
Mahzundum artık doludizginim.
Kaç asırlık kilitli sandığı hazinenin
Miri malı çalınsa ne çıkar.
Yeniden büyük hayallere uyanmak heyecanla
Sarsa bedeni ürperişler ne çıkar.
Aç doyurmak, çıplak giydirmek töresi
Birileri pastadan pay kapsa ne çıkar.
Aşk bu tutkunum,
Suskundum artık çözüldü dilim
Kaç asırlık varisiyim büyük tarihin
Mirasım paylaşılsa ne çıkar.
Ey kalbe kan pompalayan damarları vücudun
Oyuncaklarını kaybetmiş yetim çocuk gibiyim ben.
Şehirlerimde talana hazır kıtalar bekler.
Sokaklarımda eşkıyalar kol gezer.
Ne kaçacak ülke var ufkumda,
Ne himmetine sığınacağım yüce pirde etekler.
Kaç asırlık umuduyum kimsesizlerin
Ey aydınlığın muştusunu içime salan güneş
Şavkından bedenim tutuşsa ne çıkar.
SİNAN YILMAZ
5.0
100% (8)