İklimler değişiyor yokluğunda
İklimler değişiyor yokluğunda,
Saatler bir ileri, bir geri alınıyor. Zaman; İçi boş bir kitap Hiçbir şey anlatmıyor. Yağmurlar yağıyor aralıksız İçimdeki çiçekler ölüyor susuzluktan Ve rüyalarım sıra bekliyor; Uykusuzluktan... Karanlık basıyor içimi, Sonuna kadar açıyorum kapılarımı gitsin diye; Çığlık bile atamıyorum korkudan. Buram buram seni getiriyor rüzgarlar, Durulmuyor kokudan! Adını söylüyor dilim bir dua gibi; İsmini yazıyorum tenime durmadan. İklimler değişiyor yokluğunda, Güneş hem doğuyor, hem batıyor. Zaman; İçi boş bir kavanoz Hiçbir şey görünmüyor. Sesler duyuluyor aralıksız İçimdeki adamlar ölüyor sessizlikten Ve küçük dilimi yutuyorum; Açlıktan... Yoksulluk değil de yoksunluk sarıyor içimi, Sonuna kadar açıyorum ellerimi kadere; Bir dilenci misali sen diliyorum Tanrı’dan. Duman duman seni getiriyor rüzgarlar, Nefes bile alınmıyor kokudan! Adını yazıyor elim bir slogan gibi; İsmini yazıyorum duvarlara durmadan. İklimler değişiyor yokluğunda, Şehirler dolup dolup taşıyor. Zaman; İçi boş bir havuz sonbaharda Yüzülmüyor. Çığlıklar büyüyor aralıksız İçimdeki çocuklar boğuluyor nefessizlikten Ve şiirlerimi topluyorum; Boşluktan... Kelimeler dolduruyor içimi, Sonuna kadar açıyorum kapılarını kütüphanemin Seni okumak isteyen her bir hücreme. Olan biten her ne varsa seni işaret ediyor, Sanki sana dönüyor dünya; Adını çiziyor aklım bir tablo misali; İsmini kazıyorum toprağa durmadan. İklimler değişiyor yokluğunda, Her dakika, bir öncekini gömüyor. Zaman; İçi boş bir mezar Ölünmüyor... |