(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Üzme Kendini.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Üzme Kendini.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli dostum, bir kere daha tebrik ediyor kutluyorum sizi. Şiiri okuduğumda hatasız olduğunu görmüştüm. Güne konmayı peşinen haketmisti zaten. Tebriklerimle başarılarının devamını diliyorum.
Hata derken sadece hece sayısını kastediyorsanız, kafiye de olabilir durak da bunların hepsi şiirin paketidir. Zaten uzun yıllardır hece şiiri yazan birisinde bunları görmek daha üzücüdür. Şiirin duygusu okuyucuya geçmemişse, söyleyiş hataları varsa, içeriği zengin değilse seçilmemesi için nedendir. Soyutluk meselesine gelince, şiir duyguların aktarımıdır. Duygular somut mu ki şiirde somutluk arıyorsunuz, elbette o da olacak ama birbirini bastırmayacak kadar. Kaldı ki güne seçilen şiirler en güzeli olmuyor zaman zaman değişik isimleri de özendirmek için seçilmesi gerekir diye düşünüyorum. En güzel şiirler seçilecek olsa 20 şairi pek geçmezdi hece şiirinde seçilenler.
Daha kötü şiir seçildiğinde diyorsunuz, benim şiirimi bana haber vermeden üstelik defterde olmadığım bir zamanda kendi sayfanızda şiirin başlığıyla birlikte bahsetmeniz hoş olmamıştı. Aynı gün yayınladığımız şiirin içeriğini bırakın tek dizesi bile seçilmemesi için yeterliydi.
Her sözlere kanar idi, her denilince arkasından gelecek kelime tekil olmalıdır. Hep sözlere olabilirdi ama her sözlere olmaz. Her söze denilir. Kinci değilim kızarsam söylerim. Başkasının emeklerini başka sayfalarda eleştirmem.
“Ne yapalım ben de böyle biriyim işte.” Tebrikler seçilen şiirinize.
Hata derken neyi kastettiniz tam olarak bilmiyorum açıkçası.
Genelde 11 heceli yazıyorum. Benim şiirlerimde 10 hece ya da 12 hece varsa ben bir daha şiir yazmam.
Özellikle hatalı yazdığım bir iki şiirim var o da haketmediği halde güne geleni eleştirmek için. O şiirlerimin de özellikle öyle yazıldığı vurgusu var. Benim zoruma giden haketmeyen şiirin güne gelmesi ve soyut kavramlar.
Ne yapalım ben de böyle biriyim işte.
Sayfamı ziyaretiniz ve yorum yazma nezaketiniz için teşekkür ederim.
Ne güzel sevgi. Gönül tam teslimiyette. Değerli dostum güzel insan çok ozletiyorsun kendini. Şiirlerinede hasret bırakma bu kadar. Nefis zarif ince ruhlu bir güzel şiir. Kutluyorum sizi. Yüreğine gönlüne sağlık.
Selamlar sevgiler.
ilhan ATEŞ (ZAYİ OZAN) tarafından 10/27/2017 12:14:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ne kadar güzel ne kadar zengin bir dilimiz var. Yayan yapıldak deyimini okuyunca bunun bir kez daha farkına vardım. Ne de güzel anlatmış meramını şiir, güzel dilimiz vasıtasıyla. Tebrikler, saygıyla...
Muhteşem bir hazine sunmuşsunuz bana, alıp arşivimde saklayacağım bu kıymetli sözlüğü. Böyle bir kaynağa kavuşmuşken belki Çorum şivesi ile bir şeyler karalarım.
Çok teşekkür ediyorum size ve gün başarınızı gönülden kutluyorum. Saygılar selamlar Suat Bey.
Çok teşekkür ederim sevgili Şair Dost. Evet dilimizin zenginliğini şiirlerimize yansıtmamız lazım.
Bizim orada kullanılan ama unutulmaya yüz tutmuş o kadar çok kelime var ki tüm Türkiye taransa binlerce kelime çıkar ortaya. İşte onlardan bazıları:
ÇORUM İSKİLİPTE KULLANILAN AMA MAALESEF UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ BAZI KELİMELER
A
A’lenmek: Eğlenmek, durmak, dalga geçmek, oyalanmak Abariy: Hayret nidası Abdesane: Tuvalet Abdestlik: Banyo yapılan yer Aboo: Hayret nidası Ağa: Baba, Ağca: Beyaz, Ağnanmak: Yuvarlanmak, at, eşek gibi hayvanların yuvarlanması, Aha: İşte, Ahacık: İşte burda Alaçık: Ağaç dallarıyla iskeleti kurulmuş ve çul kilimle örtülü çadır. (ALACIK) Alma: Elma Amaa: Şaşırmak AMBAR: Hububat deposu, Anadut: Buğday ve benzeri ekin destesini remorka veya başka bir araca yüklemede kulanılan üç kollu harman aleti. tarım aracı, Annacı: Karşısı Annacıma gel: Karşıma gel Aş: Yemek Aşamınan: Akşamleyin Avu: Zehir Ayakyolu: Tuvalet
B
Baba çıkasıca: Sinirlenilen kişiye söylenen söz Badal: merdiven basamağı Bahraç / Bakraç: Bakırdan küçük kova Balak: Manda yavrusu Baldırcan: Patlıcan Bamiye: Bamya Bardak: Çam ağacından oyulmuş 7-8 litrelik su kabı, seneğin küçüğü. "Eski çamlar bardak oldu" deyimi buradan gelmektedir. Şimdi ise bardak su bardağı-çay bardağı olarak algılanmaktadır. Su içmek için kullanılan bu günkü bardak yerine "TAS" kullanılmaktaydı, Batman : Yaklaşık 20 Litrelik sıvı ölçü birimi, Bayakdan: Biraz önce Bazlama : Sacda pişirilen yuvarlak ekmek Bekit: Kapat, ört Belermek: Gözleri büyüterek öfkeyle bakmak, BILDIR : Geçen sene, Bıza' : Buzağı Bi hapaz: Bir avuç Bi dıhım : Bir lokma Bibi : Uzaktan kadın akraba, Bicimcik: Azıcık, az olan şey Biçki : testere türü Biley taşı : kesici araçları iyeleyen alet BİZ : Delik delmeye yarayan alet, Bostan : Kavun, karpuz tarlası Boyunduruk : çift süren hayvanları birlikte yürüten ağaç çember Boz : 1- sürülmemiş toprak, 2- Renksiz, gri renkte olan, Bomboz: Rengi atmış, Bomboz olmuş: Hastalıktan rengi iyice sararmış. Böğür: Yan taraf, vücudun yan tarafı, böbreklerin olduğu kısım Börtlekmek: Bir şeyi haşlamak BÖRÜ : Zehirli bir örümcek türü, Bucaklık: Evde kap kacak konulan yer, Bugelek (g sağı n): Büyük baş hayvanları rahatsız eden, kanını emen, kolay kolay bırakıp gitmeyen, uçan bir böcek. Bulamaç: Undan yapılan cıvık yiyecek BUNDAN KEYLİ : Bundan sonra, Buymak: Çok üşümek, Büngüldemek: Suyun yerden fokurdaması, Bürgü: Yemeni,
C
Cahal : Cahil, tam yetişmemiş, delikanlı Camış : manda Canavar: Kurt Candarma: Jandarma Cerek: Uzun ince ağaç, uzun boylular için de kullanılır Ceyran : elektrik Cıbır: Parasız, pulsuz CILGA : Patika-keçi yolu, Cıncık: Camdan yapılmış eşya, Cırcır : Fermuar Cızlavat : lastik ayakkabı Cimciklemek : Çimdik atmak, çimdiklemek Cirpeden: Hızlıca, birdenbire Cof cof : Süs Culuk: Hindi Cuvara: Sigara Cüce : civciv Cücük: Civciv
Ç
Ça'al: Küçük taşlardan oluşan yığın. ÇALHAMA : 1- Caminin yanındaki çeşme, ÇALHAMA : 2- Yoğurtla ayran arası kıvamdaki yoğurt, Çandı : Evin, ambarın köşesi Çapıt : Bez Parçası Çarkıt: Bozuk - külüstür, Çatal kapı: Bahçeli evlerin dış kapısı ÇEBİŞ : 1 Yaşındaki erkek keçi, Çemkirmek : 1 . Birine karşı gelmek, sert cevap vermek. 2 . halk ağzında Köpek kesik kesik havlamak. Çıngı: Kıvılcım, Cıvıtmak: Oyun bozanlık Çiğit : Çekirdek Çilermek: Su sızması, Çimmek: Yıkanmak Çinilemek: Çınlamak, ÇOR : Hastalık, Çöğdürmek : küçük abdest yapmak (Özellikle çocuklarda) Çöğmek: Yana yatmak, Çökelik: Evde yapılan bir peynir türü, Çömelmek: Dizlerinin üstüne çökmek Çömütmek: Çömelmek, Çördük : Armutun küçüğü Çörtleğen / Çörten: Pınarlarda ve çatılarda su akan yer,
D
Dalmak: Bir yere girmek Dam kürümek : ahırı süpürmek Dam: Ahır, çatı Darı : mısır tanesi Demrağ: Egzema Deze: Teyze Dıldıbız : Fakir Dibek : Ağaçtan yapılmış havan, sohu Dinelmek : Ayakta durmak Dirgen : harmanda sapları yayan çatallı araç Dolama : parmağın iltihaplanıp şişmesi Donyağ: İçyağ - Çok soğu insanlar için de kullanılır - Dölek: Düzlük, Döş : göğüs DÖVEN : Düven, Duluk: Avurt Duncukmak : Nefessiz kalmak, somurtmak, Dürzü : (aslen bir mezheptir) aşağılamak için kullanılır DÜVE : 1 Yaşındaki dişi inek yavrusu, Düven : Harmanda traktör, at veya öküzle çekilen, ekinleri ezip saman yapmaya yarayan, aralıklarla kesici taşlar monte edilmiş kızak
E
Eci : Kız kardeş, bacı, abla, Ecicik : Azıcık, bir tutam Ekti: Yiyecek konusunda yüzsüzlük yapan Ellağam : Herhalde, galiba Ellik: Ekin biçerken el parmaklarına takılan ağaç parmaklıklar. Emişik: Bir memeden emen kardeş olmayan yavrular. Emme : Ama Emmi: Amca Empirme: Kadın elbise kumaşı. Enek : Misket, bilye Enik: Kedi ,köpek yavrusu Enteri: Zıbın , elbise Erişmek : (meyvalar için) olgunlaşmak Erze: Kapıyı kapalı tutmaya yarayan demir EVLEK : Ekin ekerken ayrılan bölüm, Evmek : acele etmek Evrağaç/evirgeç: Ekmek çevirmeye yarayan uzun yassı tandır değneği, Eyy: Efendim Eze: Vücut, beden
Gabak : Kabak, kel Galbır: Elekten büyük olan eleme aracı. Gamaşmak : mayhoşluk Gamyon : Kamyon Ganara: Yemekten başka bir şey düşünmeyen işe yaramaz kimse, luzumsuz işlerle uğraşan Garipsemek: Özlemek, Gaste : Gazete Gavillemek: Kararlaştırmak, Gavurga: Patlamamış mısır, buğday kavurması Gayillenmek: Kabul etmek, Gayli : Artık Gedik: Dişleri dökülmüş olan, Gerneşmek: Gerinmek, Gı : Erkeğin kadına seslenişi Gıbraşma: Kıpırdama, hareket etme Gıdık : Çene altı Gıran giresice: İlenç (hastalık bulun inşallah) Gıran: Toplu ölümlere sebep olan hastalık. Gidişmek : kaşınmak GOBEL : Erkek çocuğu, Gocuk : kış giysisi Godek / Gudük: Kısa Göğ böğrülce : taze fasulye Göğermek : yeşermek Göğsemek : Hayvanların çiftleşmeye hazır olması Gök: Yerine göre mavi-yeşil, Göynek: Gömlek biçimli gecelik, Göynümek : olgunlaşmayı da öte geçmek Guguk : kuş türü Gunnamak: Eşeğin, köpeğin doğurması, Gurk: Yavru için yumurtaya basan ya da yeni civcivleri olan tavuk. Guvermek: Yeşermek, Güğüm: Bakırdan yapılan büyük su kabı, helke Günnük : Yevmiye
H
HABE : Heybe, Hağ: Sırtta taşınan büyük sepet, Hamut: Çift süren öküzün boynuna takılır, Hapaz: Avuç HARAL : Büyük kıl çuval, Hayat : avlu Hazetmek / Hazitmek : Beğenmek, hoşlanmak Heçlemek: Bozmak, atılacak hale getirmek, berbat etmek Hedik : haşlanmış buğday Hela: Tuvalet HELKE : Su kabı, Hergele: İşsiz sapsız, yaramaz insanlar için söylenen söz. Heşlenme: Boşa gitme Heyka : hikaye Hırka: Eskiden kadınların giydiği folklorik bir giysi. Hızar : ağaç biçen biçki Hinkirmek: Sümkürmek, Holluk : fol Horanta : çoluk-çocuk Hörüklemek: Bir şeyi ağzına kadar doldurmak, Huysukma:Tedirgin olma, çekinme, huylanma Hürü: Huri
I
Irakı: Rakı Iramazan: Ramazan Irbık: İbrik Irza: Rıza Isıcak: Sıcak Islağaç : Yufka ekmek pişirirken çevirmeye yarayan yassı tahta Islama : ekmek ıslama Işgın: Fidanın sürgün kısmı - filiz,
İ
İBRİK : Abdest almaya yarayan su kabı, İdare: Gazyağı ve fitil kullanılarak kullanılan camsız aydınlatma aracı. İkileme : tarlayı ikinci kez sürme İleğen : Leğen İlergün/ürelüğün: Dünden önceki gün İlistir: Delikli süzme kabı İliye: Öyle değil mi İrbam : İbrahim İRİLİK : Samanın irisinin konulduğu yer, İt dirseği : göz kenarında çıkan bir kabarcık İya’ : Kaburga kemiği,
K
Kademsiz: Şansız, talihsiz, uğuru olmayan Kaktır: İttir. Kapçık : kabuk KARAVUK : Baharda toplanarak yenilen ot, Kaş : uçurum, tepe sırtı KAŞIKLIK : Kaşık konulan askılı tahta kap, Katık: Yoğurt, ayran, Kaynata: Kayınpeder Kekil: Yeni gelinlerin kulak yanlarında kesilerek şekil verilen saç Kele: Pekiştirme sözü, Kelem : Lahana Kemre: Hayvan gübresi KENDİGELEN : Yere dökülen tahılın ertesi yıl kendiliğinden bitmesi, Kertmek : Oymak, işaret koymak Kes: Samanın incesi yendikten sonra, yemlikte kalan iri kısmı Kesek: Tarlanın sürülmesinden sonra oluşan iri toprak parçaları. Keskenmek: Atacakmış gibi, vuracakmış gibi yapmak, Keş: Yağsız Peynir Kımçıtmak: Keserken koparmak, KIR : Yazı-yaban, Kıran girmek : bitmek sona ermek, salgın hastalık Kırık: Kadınların yabancı erkek dostu Kırklık: Koyunların yününü, keçilerin kılını kesmede kullanılan bir tür makas Kırkmak: Kesmek Kırmaşmak / kıpraşmak: Kımıldamak, Kısrak : Dişi at Kıyak yapmak : İyilik yapmak, torpil geçmek Kirez: Kiraz Kişkişlemek: Kışkırtmak, KOSTAK : Forslu olan, Kömbe: Alttan ve üstten odun ve tezek ateşiyle sinide pişirilen mayalı çörek KÖMÜŞ : Manda, Kösüre : kesiçi araçları iyeleyen bir alet , bileği KÖYNEK : Atlet yerine kullanılan iç çamaşırı, Kumpir: Patates Kuruluk: yüksekçe yer Kuytuk : çukurca yer Külek: Buğday ölçü birimi, kavanoz şeklinde kap, küçük yağ fıçısı, KÜLÜK : Balyoz, Küpür: Süpürünce çıkan toz toprak, Küskü : sopa Kütük : ağaç gövdesi, kısa, bodur
L
Türkçede L ile başlayan kelime pek yoktur. LEĞEN : Abdest alırken suyun döküldüğü kap, Lök: Gaz lambasının cam takılan kısmı Löküs: Lüks( Gaz yakıtlı aydınlatma aracı)
M
Ma'da : başka Madara: Rezil olma, alay konusu Madeniz: Maydanoz Mağza : bodrum kat odası Mahana : Bahane Mal: Büyükbaş hayvan MALAMA : Savrulmaya hazır samanla tane karışımı yığın, MALAMAT : Rezil, MAŞALAMA : Bahçede sebze ekmek için ayrılan küçük bölümler, Meccanen: Bedava, beleş Meğsimek: Mühimsemek, önemsemek, drğer vermek Merdimen: Merdiven Misir: Mısır Mostra: Gerçek, gerçek yüzünün ortaya çıkması. Motur: Traktör Mugallit: Komik hareketleri olan, güldüren kişi. Musmul: Mundar olmayan - temiz, Muzur: Yaramaz, yaramaz işler yapan Münkürcü: İyilik bilmez , nankör.
N
Nacak: Küçük balta N’oldum delisi: Konumu, durumu değişince havalara giren insan. Nahal : Nasıl Narasın: Ne arar (Narasın gız anam yok) Niyittin : Ne yaptın NODUL : Ucunda çivi olan sopa,
O
Ocaklık : eski evlerde ateş yanan yer Okka: Bir kiloramdan biraz fazla ağırlık ölçüsü Oklaa: Oklava Okuma: Davet, davetiye Omar: Ömer
Ö
Ödüm goptu: Çok korktum Öğnük: Önlük Öğörsemek : ineklerde çiftleşme arzusu Öndere : Ucu çivili uzun sırık, övendere ÖNLÜK : Kadınların ev işi yaparken önlerine taktıkları bez, Örklemek : bağlamak Ötüğün : Öteki gün, önceki gün ÖVENDERE : Nodul, Özemek: Bir şeyi fazla uzatmak, yoğurt vb malzeleri cıvıklaştırmak
P
Palaspandıras: Hazırlıksız, alelacele ile hareket etmek. Pantul: Pantolon Parpı: Şifalı çamur Paya: Havalı, cakalı Pece: Baca, Peşkir : el havlusu Pınsık: (Ateş için) Bir türlü alev almayan, habire tüten, pasif Pırtmak: Hızlıca kopmak, ayrılmak, kaçmak, Pinnik: Kümes, Poğsumak : buharlanıp ıslanmak Pörtleme : dışına taşma Pu'ar : pınar, su yalağı, çeşme Pürtük: Küçük parça
R
Türkçede R ile başlayan kelime pek yoktur.
S
SABAN : Çift sürmeye yarayan tarım aleti, Sac ayağı : Sacayağı: Üzerinde yemek pişirlen üç ayaklı demir Saçkı: Tandırda yakılan ot, Saçma : serpme SAHAN : Tabak, SAHANLIK : Tabak konulan yer, Sallı : ağır Sap yiyip, saman sıçmak: Ne dediğini bilmeden saçma sapan konuşmak. Sap: Ekin sapı/iri saman, Seğirt: Koş Seki: Oturak, Seklem (kıl çuval), silgi (banyo havlusu), Sekmen: Zeminden 30-40 cm yükseklikteki yer Sene: Yıl SENEK : Çam ağacının kütüğünden oyulan, tarlalara su içmek için götürülen, yaklaşık 20 litrelik su kabı, Senit: Üzerinde hamur açılan, meyve, sebze doğranan tahta tabla. Sergen: Raf Siğme: Akıtma, işeme Sini: Büyük tepsi Sinsin: Ateş çevresinde oynanan oyun Sohum: Yufka ekmekten yapılan, sulu yemek almaya yarayan kaşık gibi parça Sokranmak: Homurdanmak, Soku: Bulgur, keşkek dövülen dibek Sokum-sohum: Yufka ekmeğin kaşık gibi kullanılması, Somak : Mısır koçanı Sorutmak : Yüzünü ekşiterek oturmak Söbe: Tam yuvarlak olmayan Sündürme: Uzatma Sütlük: Eskiden yemek, yoğurt ve yağ gibi yiyeceklerin koyulduğu yer. Süzme : bez ile süzülmüş yoğurt
Ş
Şafak: Alın Şaplak : şamar Şepit: Bazlama ekmeği Şıvgın : sürgün, ince dal Şilepe : Yapış yapış Şindi / Şindik: Şimdi, Şipit: Terlik, Şippedenek: Hemencecik ŞİREVİT : Üzümlerin pekmez yapmak için doldurulduğu, çıkan şıraların alt yanındaki bir delikten boşaltıldığı ağaçtan yapılma V harfi şeklinde olan 2,5 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğine ve 80 cm yüksekliğinde at arabası veya kağnı ile taşımaya uygun, üstü açık olan depo, ŞİŞEK : Kısır koyun,
T
Talla : Tarla Tas: Bardak anlamında da kullanılır,çukur tabak anlamında da Tataram: Üşütme sonucu mide ekşimesi, mideyi bozmak, kusmak Tavatır : Çok iyi, güzel TEKECEN : Baharda toplanarak yenilen ot, Temek : Ahırdan hayvan dışkılarının atıldığı delik, küçük pencere, Tengdirmek: Ortadan kaybolmak, ölmek, elden çıkarmak Tepik: Tekme TINAZ : Saman yığını, Tınaz: Harman düvenler tarafından dövüldükten sonra yığılan saman ve tanelerin karışımı olan yığın. Tıngır: Kova, Tokaç: Çamaşır yıkarken ,çamaşırları dövmeye yarar ağaçtan gereç TOKLU : 1 yaşındaki koyun yavrusu, Tomruk : kalın ağaç Topalak: Domates Tuğmen: Kuşlarda ibik, Tummak: Suya dalmak, Tumman: Eskiden bezden yapılmış genelde kadınların giydiği pantolon biçimli giyecek, Tülemek: Kuşların tüy çıkarması, mecazi: maddi bakımdan iyi duruma gelmek, TÜNEK : Tavukların tünediği yer,
U
Uçuklama: Dudakta kabarcık oluşması Uğra: un Uğrün uğrün: Gizli, gizli Urba: Giysi
YABA : Harman savurmaya yarayan tarım aleti, Yad: Yabancı ,el Yal: Kedi ve köpeklere verilen un ve su karışımı yiyecek. Yalak : hayvanların su içtikleri kap Yalık: Mendil ya da iş yaparken boyuna bağlanan bez Yapak: Bayanlarda saçların taranmamış hali, yapaklı Yavsu: İnek at gibi hayvanlar üzerinde yaşayan bir asalak canlı. Yaykamak: Çanak , tabak gibi kaplara su tutmak, durulamak. Yazı: Tarla - yeryüzü, Yelikmek: Şımarmak Yellenmek: Yokuş aşağı iniş esnasında hızlanmak, ayrıca gaz çıkarmak Yel-yepelek: Hazırlıksız alalacele hareket etmek YEMLİK : 1- Baharda toplanarak yenilen ot, YEMLİK : 2- Hayvanların yem yediği oluk, Yırak: Uzak, Yiğnik : hafif Yirik: Yırtık Yoha / yuha: sığ Yoz: Yabani Yumak: Yıkamak, Yunacak: Pis, dinsiz, Yunmak: Yıkanmak-çimmek, Yüklük: Evde yatak yorgan konulan yer, Yülümek: Kazımak, tıraş etmek, Yüssük : Yüzük
Z
Zabın : Fakir, çaresiz Zağar : köpek Zeklenmek : Alay etmek, alaylı taklit yapmak, Zevzek: Geveze Zı’armak: Oyunbozanlık, Zıbın: Kadınların giydiği basma entari Zıkkım : zakkum Zımzıklamak : Yumruklamak Zırzop: Elde avuçta durmayan insan. Zikke: Hayvan ipi bağlamaya yarayan demir kazık. Zilli: Biraz hareketli ve oynak kız çocuklarına söylenir. Zoba : Soba Zopa : Sopa Zükkem: Nezle .