USTAYazarak azaltıyorum içimde çoğalan anılarımı. Ayrılık mücevherdir derler ya şiir yazanlara... Azat ediyorum tüm lambaları mum ışığı yeter de artar bana. Sulu boya cennet bekledim Şizofren sancılar kuşandı eklem yerlerim. Yine de... Yine de usta sevi örgülerini yitirmedim. Çekiştirdim eteklerimi iki yana minik ellerimde ağardı sevdiklerim be usta. Bir sessizlik ki; benim ile gürültüye giden... Sıyrık bile değilken aramıza çizilen Sesim sesine karışır nedensiz her gün Dertliyim ama seviniyorum da demli bir çaya kandırırken uykuyu Hasret sabır ile boğuşuyor neler oluyor bana diyemiyorum be usta Sen dolduran sevgi kadehim nerede? Eşgalimi sarmayalan firarim nerede? Konakla kalbim bu gece de evci çıkıyorum nakaratlı dizelerde. Mezarlar kazarken derin gecelerde aşk şüphesinde boşu boşuna üşümüyorum be usta. Yaşamadım hiç bir masalı tersten bak zamana... Sürüklüyor ömrü Eylül kokan kadın nerede? Kasım patları açmıyor artık Aralığın kapısı açılsa ne olur açılmasa ne olur. Bakışlar solgun bir suskunlukla sıvalı tenimde dolaşıyor son busenin nefesi Malzemeden çalma çalma be usta. Tek seyircisi sen ol istedim penceremin Röngenci uyakların düştü yansımama Ağacın tepesine tüneyip de şakısan ne olur şakımasan ne olur... Biz zaten çıplaktık çirkinlikleri giyinenler utansın be usta... Düşlerimiz solgun bir gül bahçesi gül sağanağı gözler de hüzün Güller de gün gelir inanmaz inanmaz şakıyan bülbüle. Feryat işitilmez buzullarla çevrilen yüreklerde. Şair ağlar şiir ağlar halimize. Kollarının yetişemeyeceği aşkı kucaklamayacaksın be usta. Ferdaca |