Bilinçaltı mutsuzlukları
Birleştir aynalarda dağılan paramparça olmuş sûretimi
Ve ölü saadetlerini karşılaştır , Gölgemde büyüttüğün mutsuzluklarımla Tabiatımın hiç olmadığı bu coğrafyada Kimliğimden sıyrılıp çocuk kalamadım Acıklı bir şarkının ezgisine takıldı kirpiklerim Ben düşlerimi kırılgan omuzlarda taşıdım Elya Dudaklarımın arasına yerleşti peygamber günahı gibi bir sevi Aklımın nirvanasında sakladım kelimelerimi Belki bir yağmur, gelip de yıkar gözlerime yurt eylediğin hikayeyi Dün’ü bugünmüş gibi önüme dizen gülüşlerini bırakıp Şimdi hangi kente baksam yokluğunun o harikulade can alıcı acısı vuruyor yüzüme Gittin Bir bana dert , Bana acı Bir bana haps olur gözlerin Ve kalbimde derin bir ah meselesi artık ellerinin elime değmesi |