KIRGIN ETHOS AVAZLARI-IX
41. NE SUSAR
ne susar, mor gözlü akşamlarda? bugünlere sevda taşıyan kervanbaşıları, siz soramaz mısınız nedir o uğrunda kül olduğumuz mazlumların göğüs kafeslerinden tadına doyamadığımız tan güzelliğiyle güvercin sabahların sesine değen? (*): Öğretmen Dünyası, 1994 42. GÜNEŞLİ ŞİİR küçücüksün küçümencik ama güzel tanımlıyorsun aşkı: -büyülü bir ışıktır, diye şimdi ne diyeyim sana: bordasına rüzgâr vuran bir geminin tayfasına bitimsizce türkülerle kimbilir daha kimbilir ne sevecen, ne afacan biçimlerde sesleneceksin yüzünü yağmura yaslayarak yüreğini yangınlara vurarak kıyımlar kırımlar içinden ağaçlar çiçekler içinden kanatlarından öperek kuşları belki kendinden geçeceksin küme küme bulutların en ötesinde, yapayalnız zulme karşı: çoğala çoğala aşka sarılıp uyuyacaksın mutlu ve güneşli bir aşka (*): Öğretmen Dünyası, Temmuz 1998, Sayı 223 43. KOPKOYU BİR ÖZLEM Cemal Süreya’nın sevgideğer anısına --- a. bir yerlerde yankılanan türkü bedeli yalnızlık külü alpler’de yanan ateş sınadı seni ilkin zap suyu’nda akan sevda sınadı seni karanlığın karartamadığı yoksul canlar ülkesisin anladılar bir isyan çiçeğinin akışını bir beyaz atlının gidişini sana yordular b. çıkagelsen o dostâne gülücüğünle eskimez anılar çıkınından mendilini sallaya sallaya (*): Öğretmen Dünyası, Şubat 1996, Sayı 194 44. SAÇLARININ SAVRULUŞUNDA gömeyim mi yüzümü yüzünün atlasına buna cesâretim var bir çift karanfil ekeyim mi beni dokuz doğurtan bakışlarının ortasına işte şurda şuracıkta milât öncesinden beri şorlayan yalnızlığım (özgeci ve gökgözlü, yasa-dışı yalnızlığım) onu kanatlarının altında koru onu şımart, onu okşa! ellerimde kırık-dökük güvercin telekleri sesimde esrârengiz bir sıkılganlık karbonmonoksite bulanmış kaç çeşit özlem öleyim mi saçlarının savruluşunda (*): Damla Mavi Dergi 45. İNTİHAR TÜRKÜSÜ günlerden cumartesiydi biz, zakkum çiçekleriyle aynı yaştaydık hangi rıhtıma yanaşsak: bir şilep hangi hedefe nişan alsak: bir kurşun koskoca ayrılıklara ayarlardı kalbimizi günlerden cumartesiydi bedduâlarla uyanmıştık sabaha kilometrelerce yürüdüğümüz o caddeler perişan parke taşlarında cinnet izleri vardı ağlasak, bizimle herkes ağlardı günlerden cumartesiydi, haziran küskün bir intihar türküsüydü yaşamak (*): Mavi Dergi, Ağustos 2005, Sayı 12 |