Koy yorgun başımı göğsüne uyuyayım
Oy yarasına paslı hançerler saplanan
didik didik edilen kalbim... sevda kirpiklerimde kurşuna dizilirken tutup hangi ülkenin toprağına gömsem sesimi ülkem olmayan bir ülkede ülkesizim hangi taşa vursam başımı kan kusar izim kimsesizim efkarımı bırakıp hayatın çıkmazlarına uzaklara fırlatıp sızılarımı kafamda depreşen anılar yorgun yüreğime yüklediğim gam ve sırtımda sızılı hüzünlerle nereye gitsem bacakları kırık ömrümün hangi hüznün merhemini sürsem yarama yaralıdır izim çaresizim de be hayat acılar körükleniyor içimde her aynaya baktığımda her gece bir anıda can veriyor ömrüm hazan yaprakları döküldü üzerimize bütün sevdiklerim yok oldu devasız yaralar aldık bütün acıları omuzlarıma yükledin bu yüzdendir ki şiiri gözyaşıyla yıkıyorum her gece gülümsemeyi beceremiyorum sabah seherine bu yüzden hangi türküye uyansam içimde gam yükünün kervanları yürür kahır rüzgarları estikçe üzerimde gögsü kırılmış bir üçgenin içinde kala kaldım. ben bu acıları senden aldım ey dünya bir uçurum üstüne kurdum hayatımı sancılı, yorgun ve yaralı bilirim ki bazı yaralar da yaralıdır ne kadar kapatmaya kalksamda kırıkları yine de kan sızıyor acılar geçmişim acıyor şimdi ah yıllar acımasız, yollar dikenli, dizlerim dermansız yamaya yamaya giyiyorum üzerime her gün hayatı sürüne sürüne yürüyorum yürüdüğüm yerde ayaklarım kan revan içinde, bacaklarım kırık kırk yerimden kırgınım suskunum, sessizim, çaresizim… özlemler canıma girince bir nefeslik yaşam ödünç ver ey hayat koy yorgun başımı göğsüne uyuyayım... Nuri CAN |
Kalemin susmasın
____________________________Selamlar