kardelendenize düştükçe aşka, aşka düştükçe de cehennemin kıvrak beline sarılırmış insan… adam olmalı aşktan önce adamlıktan çıkmadan aşkla dolmalı güneşine şiir olmalı öyküsünde kardelene bin satır olmadan bir akrep kıskacından asılmaksa aşk kızgın kum tanelerine savrulmaksa yüreğinin sızısından sahranın eteklerine mavisinden, hoyratından denizlerini sevmeden önce samyelinden çöllere kanat olup esmeyi bileceksin arkadaş aşktan düşmeye gör kazılacak tuttuğunuz her kalem toprağından dikeninin sapağında eylül açacak mevsimlerin eceli zindan olacak prangasında solan güllerin tutmayacak ay ışığı çocukluğunuzu ellerinden yakamozlar ışıltısından tek celsede mahkum olacak müebbede o gün geldiğinde bir martı daha çürüyecek göğüne düşen her damlada ve sen bileceksin bir limanın daha battığını seyir defterinin seyrinde boyanacak kınasından her darağacı sökülecek ilmeğinden nefesinizdeki her sancı canınız, kanınızla kazılmadan taşa gözlerinizde bir yaş daha büyütüp avazınız çıktığı kadar haykıracaksınız “söyleyin a dostlar, yok mudur hüznün şair öldürmeyeni ya da hazanından şiir damıtıp az da olsa güldürmeyeni” ilhanaşıcıekimikibinonyedi |