KüfürYontulaydı zaman Belki pişerdi alaz közüne Mazgalından buharlaşan şehir Işıdıkça küçülendi gergefte Kendire örünen mevsim Nasılda akışır hali dünya küfüre Terkledi sokakları iskemleler Diz çöktü obaya bir acayip yalnızlık Taneleri terleyince buğdayın Sarsıldı uzun gölgeler yeşerdi umut Hüküm sürdüğünde şatafatlı sözler Ağlayan suratlara küfürdü şiir Yeni sabaha eriyen son yıldızla Ninova’ya taziyede rüzgâr Sesinde ağrıdı sığırcık kuşu Boğulduğunda sessizliğine Fırat Kafam bozuk küfrüm yollara Cahil tartaklayan kızıl medresede Usum davetsiz gelişinle linç Süt kalede oturan ay şahit Zulmüne ser hoşum her dem sesinin Denkler ki göçe hazır eller katledilmiş Arifesinde sürgün ilahiler Ürüyor Dicle namludaki kurşuna Musa, Nuh firavunlar kol kola gaspçı Ey ayetlere sığmayan yeşil zakkum Sarılır ninniye dili bal melek Tavus Gırtlağım böler kâbus kılıcı Ölüm yaşlı değilken diclede Mezopotamya da ağzı salyalı it küfür Ağzı çıplak hançeri boğulur kanımda Yanı başımda ölüm elçisi Azrailin Fersiz gözler tanıdıktı gözlerime Şarbon uyur Hanyanın kutsalı laleşte Diz çöktürdü iniltisi şehrin dağlara Dağlar ki usu kirlilere küfür yetiştirendi |
Güzel harika bir şiir olmuş. Kutluyorum sizi dost.
Yüreğine gönlüne sağlık.
Selamlar sevgiler.