analitik sancılarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Antoloji
sevde
Siyah,tüm tonlardan arınmış Safi siyah yaşattığınız Bu üstü açık fikir hapishanesinde Diz çöktürülen dimağlar Ve zirvelerden aşağılara fırlattığınız ışık soylu çerağlar değil Ati aydınlığınız Dinlemek istemiyorum , Ebkem kesilmiş dostların yandaş uğultularını Teologlar devr-i makbulesinde Fikirsiz , çilesiz,tevillerini geçtim, dinlemek istemiyorum sükutlarını bile Samit insanlar pazarında Bedavaya satılan her kahrın kahrını Zırhlı makam aracı hüznüyle taşıyorum Teselli değil aradığım, Bir vefalı yüz ,bir kahraman soy Korkma , bir gün vereceğin hesabı beyninin en karanlık dehlizlerine koy Müsadere edilebilme ihtimaliyle her binam, Dakika dakika muhtemel zulmüne hazırlanıyor Darağacında vicdan infazı yapılmış Mış gibi dost cenahından Analitik sancılar çektiğimiz doğrudur. Hala sevgi fideleri ektiğimiz de doğrudur Dehrin en verimli arazilerine İş feshi aktine şükürle baktığımız da doğrudur Ümtisizliği benzinle yaktığımız da .. cam kırıkları Ve korku padişahı yönelip de aynaya Sordu o kaçınılmaz isterik sualini / var mı hala ülkemden ışık saçan dünyaya / Uzattı ileriye kuruyası elini Ve ayna grileşti , rengi soldu durmadan Yalandan övmelere alışıktı endamı Lakin kaldıramadı böyle bir izdihamı Aynanın kırılması , paramparça ve hicran Hergün keder artıyor, hisler silikleşiyor Asiller horlandıkça, zeliller dikleşiyor Felç oluyor insanlık , vicdan güdükleşiyor Her adım tarz-ı melal, mazlumlar hıçkırıklar Her adımda horlanır asrın vebalıları Kaçırmaz uykuları aynadaki kırıklar Yakalamak emriyle ışık urbalıları Yola memnun koyulmuş soysuz kalabalıklar Neden mutlu değilsin , tebessüm kimde saklı Ayna kırıklarında can çekişen bir si(s)tem Neden uslu değilsin , kim veriyor bu aklı Ne zaman sona erer bu kara nursuz matem Ne zaman çicekçide bulunmaz krizantem Talan farelerinin adım adım gezdiği Her köşede ayrı leş festivali kutlanır Sarhoş çığlıklarıyla en güçlü vehmedilen O anda hamuşanın uzun vakit sezdiği Mütevekkil ve sakit izmihlal umutlanır fecrisadık Gecenin koyusunda ,karınca sükuneti Tatil pazarlıkları bir sonraki bahara ,belki Anne zafiyetiyle sarmalanmış yumurtalar çatlarken bir bir Sonuçta bizim mevsimimizde yıldız hep esmektedir Billur pencereleri ,gül suyuyla ovarak Tarassut , sabit yarına dair Garipliğin olağan tanımını reddetmekle Başlıyor şiir Kına ağaçları hiç bu kadar büyük bir düğüne hazırlanmadı Asrı Saadet’ten sonra Şenlikler ki huzur boyasıyla boyalı, su durusu Gül kurusu şenlikler Cife sehirlerinde suretler balçık kokar Ve gri çalar miratlara Bir avuç yeniden tanımlanmış garipler yürür milatlara Ah zaten dünyanın kendisi cife değil mi ? Hazer et, leş bulaşmasın zümrütle boyanmış muratlara Bir kazip fecirdir ki , gerçeği hürmetine sabır Aktif sabır Bir cazip devirdir ki Kasıklardaki sancı ,asumandaki bulut,kardelendeki muştu Üzerine yazılsın kasideler Avazıyla aksetsin müjdeler Tüm kıldan çadırlarda , plazalarda Masum tebessümlerde, kavruk dudaklarda Diriliş şarkısına müştak kulaklarda Her noktada üzerine doğduğu güneşin Ve battığı Haritaların boyanması yakındır Cehlin kahiren kararttığı Sevdamız elmas kılıca kındır Haritaların gülce boyanması yakındır.. haymatlos Su-i nazar fırtınası kahırlarının melanet sahilinde haymatlos kurguları tekinsiz duallerin fasık sırlarının gölgesinde sığıntı sadakat sorguları ne vatan , ne ana , ne de kekik kokusu vazgeçilmezler ruznamesinde gurbet gariban akıntıya kürek çeker gibi ironik gelse de cepkenlerde gizlenen tan İspirto kokusuna tepki kadar kronik Badeyi dert yutkunup aromalı ter dökmek Fısıltı fasılların sırran tenevvüründe Mutlak güç Sahibinin kudretine bırakmak Rahmetin denizine reşha fersizliğinde akmak neşideler okumak beklenen son düğünde farzımuhal |