DALGALANMALAR DURULMALAR-III
11. YANINA GELİYORUM
pek çok üşüyen yalnızlığından tanıdım seni içindeki tek kelebek de kanatsızdı üstelik günlerin acısıyla çırpınıyordun suskunluğunun gelişkin ve kuşkucu gölgesinden alevi küskün bir şiir feneriydi elinde durmaksızın uzaklara bakınıyordun söyler misin, neden kötücül dünya neden hep korunmasızların üstüne yürüyor kabardıkça kabaran bu kötümserlik yanına geliyorum: kucaklamaya solgunluğunu sağaltmaya: yaralarından yayılan öfkeyi yanına, ruhuna, aşkınlığına geliyorum güller, gövde gövdeye dalgalanırlar belki 12. DÖNÜŞÜMLER şu senin gizemli gelişin var ya hayatımı baştan sona değiştiriyor şu senin alıngan gülüşün var ya beni sonsuzluğa bitiştiriyor şu senin ezgilenmiş bakışın var ya aklımı çiçeklerle yatıştırıyor şu senin ansızın gidişin var ya kalbimi acı sularla karıştırıyor 13. GÖVDENLE SENİN yaşamayı sevmekle eşdeğerlikte sevdim gövdeni inan sevgili gövdenle gittim acının en ucuna yiğit ve sâkin haksızlıklarla dövüşürken gördüm övdüm gövdeni sevincin ortasına da ben gövdenle geldim gövdendendir bu onca hassâsiyet damarlarımda gövdende nisan yağmurları yağarken uçuyorum ben gövden ki: tâzecik süt sesidir gövdende: akla ziyan yığınaklar dizi dizi gövdenle bildim ağırlığını kozmosun o boşluktaki 14. O KAPI o kapıdan üstüme salınan ne hatırâlar gördüm o kapının tokmağına sindirilmiş serüvenlerin üstündeki yeşillikte sınanmış yığınla ömür o kapıda, kaç insanın kaderi yazılı kimbilir o kapıda, kaç sevdanın tohumu gizli o kapıdan, kaç acıya kaç hüzünkâr girmiştir o kapı, sonsuz ezilmişliğin târihçesidir 15. OTAĞ dizi dizi saksılar, kapı önünde kimbilir kimlerin elinin değdiği kimbilir kimlerin yüreğinin eridiği baktıkça yandığım bir de pencere kimbilir kimlerin neşelendiği kimbilir kimlerin hüzünlendiği burası bir otağdır: sevdaların çimlendiği |