VAKİTSİZ SÖYLEYİŞLER-I
1. NE DİYEYİM!
sana bir şey anlatmıyorsa domatesin kızarması buğusu tüten ekmek ve kıvırcık kuzular sana bir şey anlatmıyorsa şırıl şırıl akarken sular yakasında kır çiçeğiyle gömülüp anasının bağrına ağlayan asker sana bir şey anlatmıyorsa bayram sabahlarını yeni giysilerden yoksun boynu bükük karşılayan çocuklar ne diyeyim arkadaş değilsin bu toprağın insanı 2. GENE SEN bir bebek kurşunlansa minicik kalbinden sen ağlarsın selvi boylu bir kıza bir oğlana kıyılsa sen ağlarsın toprak damlı bir evde ağıtlar yakılsa sen ağlarsın yaz vurulsa güz vurulsa söz vurulsa sen hüzün ülkesi gözlerden akıp gelen gözyaşısın ruhsal titreşimlerden dopdolu hasret taşıyan o gemisin işte dalgakıranlar içinden dağın taşın kurdun kuşun umudusun sen 3. RUMUZUN a. şarkısız bırakılmış bir ülkenin kızısın sen özgürlüğümü damgalarım alabilsen pasaportuna bıçaklanmış bâdem dalı çığ altında kalmış umut parçalanmış bir yüz görsen dokursun uğraşın: keder dokumak acının tezgâhında b. vah benim çiğdemli ihtilâller tertipleyen sevgilim sevişlerle süslemek alnının sâhilini parıltılarla gözlerinin hülyâsına harlanmış sansürsüz bir öpücük kondurmak isterdim haram kılınmış aşkların da c. rumuzun rumuzun nasıl rumuzun nasıl ertelendi hangi labirentlerden geçtin hüzün tapınağına? 4. SAKINMA! paldır-küldür sökülünce şafak göklerin ulu karnından sakınma n’olur! “çağının kurduğu darağaçlarından”* utanç heykelleri yapıver bana (*): Dize, Hüseyin Düz’ün bir şiirinden. 5. BEKLEYECEKTİM sözde, dağlara çekilmiş o sevincin koyağında bekleyecektin beni bir öpüş sağnağında bekleyecektin kalacaktın karanfil tûfanı altında yas tutmak nedir, bilmeyecektin ince kibar parmaklarından serçeler senden bana doğru bir akıntıyı başlatacaktı kaç kez daha yalnızlıktan yanmakla yükümlüyüm? |