İzah Edemedim
Yalnız kalmayayım diye karanlıkta anılarımızı yanıma alarak
avunduğum çok gecelerim var benim, çoğuna da çocukluğumu katmışlığım olmuştur. Bayramı bekler gibi bekledim yolunu, yazdığın satırları başucuma koyarak sabahladığım çok gecelerim var… İnsan neye uzaksa onu özler, onun yollarını gözler. Kavuşmak mı...!! Boş ver... Özlmenin tadına varmışsan eğer kavuşmanın riskini göze almak istemezsin... Birgün belki diyerek her gün ölüp bir umutla dirilmek yoruyor insanı . Herşey “hiç birgün” dese de bunu yüreğe kabullendirmek ölümlerin yetmediği andır. Hiç bir zaman gelmeyecegini bilerek her gün yüreğin ağzında bir umutla beklemek aklı izahta çaresiz bırakıyor. “Sevmeseydim bu kadar keşke “diyorsun ama ölüye kefenin metresi sorulmuyor... Bütün şehirlerin girişlerine asılan idam fermanımdır bakışların. Buz tutmuş saçaklarda tutunmak istedim kirpiklerine, rüzgar durdurdu beni. Kil kokulu saçlarının kentinde kayboldum, Aşkın bütün yasalarına baş kaldırarak dolaştım sensiz sevgileri yitik saydığım bu kentin sis çökmüş sokaklarını, gözlerin tenhalara savurdu beni, ıssız köşelerde can verdim. Gururum ufuklarda bekletirken hasretini özlemlerimi içime akıttım kimseye dillendirmedim vefasızlığını ayrılıklara yürüyüşün beni ezdi … Ayrılığa boyun bükmedim Bir Tanem . Endamın kavurdu yüreğimi, İçim yandı.. Bitmedim… Ama hasret boynumu muhannete büktürdü Gelmeyişini kimseye izah edemedim.. |