SEVDALAR BİÇİYORUM
Kadirşinas bir beste, yüreğimi sardı bak
Özlemle dolu meyi, kadehsiz içiyorum Kemancının peşrevi, hatırımı sordu bak Zakkumlar çiçek açtı, sevinçten uçuyorum Nedense hep o gece, benim şarkı okundu Sele dönen duygular, yüreğimde akındı Uzatınca nağmeyi, zülf-ü yâre dokundu O nasıl bir nüksediş kendimden geçiyorum Sen mağdure ben ise, sensiz visale mahkum Gönül denen isyankâr, kurdu yine tahakkûm Dayanması zor gibi, yapılmazsa bir tahkim Vec beni terk etse de, zor aşkı seçiyorum Ağır ağır çöküyor, afakı saran bulut Söz geçmeyen bu gönle, vurulmalıydı kilit Bırakmıyor yakamı, şanssızlık denen halit Öyle gün geliyor ki, kendimden kaçıyorum Sitemkar sözcükleri, lügâtımdan çıkardım Sevecen kelâmlarla, dua ettim, yakardım Bu sevda karşısında, sarsılmadım vakârdım Gül-ü zâr lar içinde, seherde açıyorum Kerem, Anka külleri, savrulurken yellerde Şeyda bülbül ile ben, serenatta güllerde Yaşamak istiyoruz, seven tüm gönüllerde Karartılan kalplere, sevgiler saçıyorum Lüzumsuz’um sevmeler, bilmelisin zor sanat Hep güzeli isteriz, yok insan da kanaat Seversek güzel olur, şu koskoca kainat Duygu tarlalarında, sevdalar biçiyorum Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI KADİRŞİNAS : Kıymet, değer bilen, dost yanlısı PEŞREV : 1. Klasik Türk müziğinde faslın giriş taksiminden sonra, şarkıdan önce çalınan parça ZAKKUM : Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağı ağacı, ağı çiçeği VİSAL : Kavuşma ZÜLFÜYAR : ince, hassas bir konuya; yahut birisinin zayıf bir noktasına temas etmek NÜKSETME : Yenilenme, tekrarlanma TAHAKKUM : Baskı, zorbalık, hükmetme TAHKİM : Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma VEC : Umut AFÂK :Ufuk HALİT: Sürekli, sunsuz, ebedi SİTEM: Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme LÜGAT : Sözlük, dağarcık KELÂM : Söz VAKAR: Ağır başlılık, duruş GÜLİZAR: Gül bahçesi ANKA : Yanıp küllerinden yeniden doğan kuş KEREM : Sevgilisi Aslının saçından tutuşup yanan aşık ŞEYDA : Aşk yüzünden akılını yitiren, çılgın, deli KANAAT : Bulduğuyla, sahip olduğuyla yetinmek |