AHRETLİK HANIM
Bahar rüzgarı çiçeğin dalından öğdül götürüyordu
Rüzgar öğdülü nergisin avucuna pay olarak koydu Nergis açtı yaprakların bilinmeyen bir zamana Bir kafes vardı sarayın alt odasında Ne bağdaki yeşillikten Ne dağdaki fidandan Haberi vardı Dışarda çekirgeler Yeşil bostana dadanmıştı Gökten gam-keder yağmaktaydı Kafes içinde bir Şehzade!.. Adı Birinci Abdülhamit Han.. Görünmez olmasını ister yüce Hakan Çavuş aşı uzatılır önüne uzunca bir zaman Çavuş aşı denilen şey; Nohut,mercimek,buğday ile bir kaynatılan Ve Şehzadeye üç öğün sunulan.. Zaman zaman yanağını tırmalıyor hırsından Kuşların böğrünü yırtıcı bir sesle Ciğergahı ötüyor zaman zaman Gümüş balığa benzeyen başparmağı hep ağzında Kalan dokuz parmak sanki hep ayakta Zaman zaman küçük bir seyiş; Peri yüzlü kızlar ardından şakıyıp duran O yeni tüylenmiş dudaklardan Aldığı buseyle kafeste günlerce oyalanan O anılardan bir hatıraydı Adı Ahretlik Sultan Zaman içinde öğdül olarak Yadigar kalan.. Osmanlı Sarayı’nın gizemli kadını Esir pazarından payitahta; O da bir öğdüldü aslında.. Seyiş:güzel sesli kuş/öğdül:armağan |