Buruk Anı (4) - 265
Aradan bir yıl geçmiş, yaz tatili gelmiş
Günlerden pazar, hava sıcak mı sıcak, boncuk boncuk terler alnımdan akıyor güneşin ışıkları saçlarımı ısıtıp yüzümü okşuyor Ensemde sıcaklığı hissediyorum, nefes alıp vermem zorlaşıyor bense otogardayım, yola koyulma vaktine henüz var biletimi almışım saatlerin geçmesini bekliyorum ama su gibi geçen zaman o an hiç geçmiyor aksine saatler uzadıkça uzuyordu telaşla evden çıkmışım saatimi almayı unuttum 5 ile 10 dakikada bir gördüğüm her kişiye saati soruyorum yok böyle olmayacak diyorum, en iyisi yemek yiyeyim iştahım yok ama, sabahta bir şey yememiştim, heyecandan olsa gerek ankesörlü telefondan evi arayıp arkadaşın yazlığına gideceğimi söyledim beni beklemeyin orada kalacağım diye de ekledim gece 12 civarında hareket ettim 6 saatlik bir yolculuğum var sabaha varacağım oraya ve ona sürpriz yapacağım, onun bile haberi yok yolculuk başladı, yorgunum ve uyumam gerek ama bir an dalsam tekrar uyanıyorum, bölük pörçük olmuş uykularım derken sonunda vardım oraya eski bir otogar derme çatma, küçük mü küçük, ahşap çatısı var lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım, kahvaltımı yaptım, bir de cigara yaktım saat çok erken, uyandırmak istemiyorum bankta yanımda oturan kişiye 10 dakika da bir saati soruyorum ama hiç farkında değilim, zamansa demir atmış sanki saati sık sık sormamdan sıkılmış olacak ki yanımda oturan kişi kalkıp gitti başka biri geldi ve bu sefer ona sormaya başladım o da fazla dayanamadı kalkıp gitti 2 saate yakın zaman geçmişti artık uyuyorsa da uyansın dedim içimden ve ankesörlü telefondan aradım Allahtan o çıktı telefona hayırdır, bir şey mi oldu bu saatte arıyorsun dedi hayır dedim, ben geldiğimi haber vermek istedim sadece şaka sanmış, ah keşke dedi, onu zor ikna ettim otogarın karşısında denize sıfır bir çay bahçesi var dedi oraya git geliyorum... oraya gittim ve bir masaya oturup onu beklemeye koyuldum kalbim heyecandan hızlı hızlı atıyordu heyecanımı bastırmak için ard arda sigara yakıyordum hangi yönden geleceğini bilmiyordum ve sürekli sağa, sola, öne arkaya bakıp duruyordum o sırada tekrar arkama döndüm ve birden bire göz göze geldik meğerse arkamda durup bekliyormuş O ANI HİÇ UNUTAMAM ikimizde bir müddet öylece bakakaldık dünya o an durmuştu sanki ağzımız sanki mühürlenmişti, konuşmakta zorluk çekiyorduk, yutkunuyorduk ellerime dokununca elektrik çarpmış gibi oldum ve sendeledim sanki gücüm ve takatim kesilmiş gibiydi sonra oturup saatlerce ordan burdan konuştuk durduk o kadar çok şeyler birikmiş ki, bir ben bir o anlattık durduk hani o geçmeyen zaman şimdi de bize nispet eder gibi su gibi akıyordu dönüş zamanı gelip çatmıştı ama ben hiç gitmek istemiyordum ve ona akşam olmak üzere, sen eve dön otogara gelme, sana veda etmek istemiyorum diyebildim ve o evine giderken sürekli arkasına dönüp dönüp bana bakıyordu gözleri kızarmış ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ta ki karanlıkta kaybolana dek Bense onu üzmemek için, ağlamamak için kendimle mücadele ettim ve nasıl olduysa o an için başardım ama sonrasında koyverdim kendimi gitti. DEVAMI VAR................................... SADIK YILMAZ Tarih:02.08.2017 ============================================= |
Samimiyetimle kutlarım...
..................................................... Saygı ve Selamlar..