seni yutkunuyorum..harfler sözcüklere, sözcükler kelimelere dönüşüyor sen biraz bana, birazda mevsime benziyorsu ki seninleyken zamAnlar aklını yitirmiş bir serçe telaşıyla/yüreğiyle akıp gidiyor kalakalıyorum kanıyorum inanıyorum bekliyorum biliyorum.. bakmakla görmek arasındaki o keskin çizgide, tümsek aynanın yansımasında görüp seni bendeki seni. bir dem nefes almak adına bırakıp kendimi, sana gidiyordum... ilk göz temasında, denizin bulaşırken tenime tuzun ciğerime yüreğimin köpüklü dalgalarına çarpmış olması da bundandı hani.. bil ki sevgide yüreğimin payı, dudaklarındaki kuruluğun kadardı bundandı sol yanımın çoraklığı.. ve kırmızıdaki yankının sesi tutkunun nefesi bulanıktı duydun mu? denizine yakınım çıplak ayaklarımla kıyılarındayım.. ıslağından önce bulaştır sözlerini tenime ki varlığını hissettiğim anlarda bil ki sevgili; yüreğimdeki bilinmezliğin karanlığına bir daha geri dönmedi hiçbir ak.. muallak anlarda geniş zamanlarda cevapsız sorgularda bilinmeze kurulu bir saatli bomba gibiyim ki anlar içinde olabilecek bir şeyi sıkıca tuttuğumda dağılabilecek bir şeyi bana itaf sözleri giderken sırtımda bıraktığın diş izlerini görmemek adına kapattım ışığı haberin olsun.. karanlığındayım.. el yordamıyla ilerliyorum zamana ki oysa kapılar vardı biliyorsun masumiyetin beyazına kesik asla kapanmayan kapılar vardı masallara konu olan yasaklanmış bütün duyguları tenimize ensemize benliğimize fısıldayan kapılar ki tabansız adımlarımla vardım duvara ilk ten teması gibi avuç içlerime buluşan duvar/soğuk sentetik bir temasın dokularımdan içeri girerek tüm hücrelerimi öldürmesine seyirci kalıyordu düş/lerim... aniden döndüm irkildim tenime dokunmuşçasına sesin.. çöktüm duvar dibine ilk işareti koyar gibi bedenimle “nokta” sonu yaşanmamıştı daha lakin “nokta” da ısrar ettim... cenin şeklini alırken ben gözlerin düştü yüreğime ışığına hasret anlarda, göz bebeklerine değen “mum” vardı aydınlığında “koku” yanığında “is” dudağında “kanyak” vardı titrediğim yerde tüm bedenimi ısıtan ki terin kaçıyordu genzime, hızlanan sağanağında zamAnın damağımda asılı kalan senli düşleri ıslatmak adına.. şemsiyeni aç/ma saçlarından aktığını hissetmeliyim parmak uçlarına düşerken her bir damlanın... ve sevgili; söz/leri duyuyorum ve yalnızca verilmiş söz/leri ki sıkıca tuttum sesinin her bir telinden. elimden kaçıp umarsızca, yankında asılı bırakma beni... (kuytular) |
Kalemin susmasın
__________________________________________________Selamlar