düş vurgunu..Yüreğine, göğüs kafesinden tuzaklar yapıp g-özlerini elleri ile bağlamış insanların çıkmaz sokağıdır burası. kokuları /korkuları yükselirken yakılmış otlarının, çatlayan toprak anlatır suya hasret ki duvarlar örülür bedene. gök- /yüzünün renkleri maviye uzak gri bir hal alınca dallarından terk eder yuvalarını güvercinler kanatlarını arar yer çekimsiz kuşlar ağırlaşır bebekleri gözlerinin ki düş vurgunu bedenler yorgun adımlar taşır odalardan odalara ve boşluğu merdivenlerin sonra basamaklar ve ağır ve kor ve demir ağıtlar eşliğinde uğurlanır gidenler ki gidenler kimi niçin terk edenler.. gidenler; gölgelerini peşi sıra sürükleyenler geride bırakılan tanımı zor, yetisiz kalan dil bilgisince sonra yersiz kalan ki tanımı ancak eksik susmalarda yer bulan bir gırtlak mesafesinde yutkunarak/ıslak derin kuyularca dudaklarına düşmüş bir yeryüzü zamanı bulup, saklarken düşlerini çocuklar, kirli sokakların cam kıran maç kaçkınları gidenlerin arkasından yakılan hayallerin küle döndüğü yerlerde kör/ebe oynarlar yani bir yolu mutlaka bulunur yaşamanın ki seni burada bulacaklar şayet kaybolursan kim bilir bir gün bir yerlerde kal orda o arada olduğun yerde kal ve bekle.. bu şekilde daha güzel kaybedilir avuç içlerinle tutmuş olduğun her şeyin her şeyim ki bilgece sözler edenler oje konsantrasyonu sol el-sağ el arası matematiksel sürüş dengesi ve ev yemeklerinin kokusu karanlık korkusu yani hayatta hep haklı olanlar evet dünya yaşanmaz hal aldığında evet sonra, çok sonra kapatıp gözlerini yüzünü arayacaksın/yüzüm gibi en güzel halini arayacaksın ben kıyılarında uyurken yüzünün yüzüm gibi.. sadece gözlerini kapatmak kurtarabiliyor seni kendinden rüya bu.. herşeyin iç/içe geçtiği bir rüya benim hala uyuduğum ve senin uyandığın.. (kuytular) |
Sevgilerimle