YARİN ZÜLFÜNE
Ben ona mülteci, o da iltica,
Değme tarak değme, yarin zülfüne. İster kıskandım say, istersen rica, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Yâr zülfü tararım, gözüm feriyle, Yuyup arıtırım, sinem teriyle, Razıyım idama bin bir teliyle, Değme tarak değme ,yârin zülfüne. Elimle kıymadım, gözümle ördüm, Gözüm nazar diye, özümle gördüm, Omzun yorar diye, ikiye böldüm, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Yıkılsın bir yana ,kaşın üstüne, Dökülsün telleri, döşün üstüne, Karışsın yediğim, aşın üstüne, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Allı turnam yâre haberim salsın Taramasın rüzgar dağınık kalsın. İsterse belikler, kördüğüm olsun, Değme tarak değme yârin zülfüne. Ağartsa seneler, vurmasın kına, Kıskanırım boya sürmesin suna, Fil dişinden olsan, istemem yine, Değme tarak değme yârin zülfüne. Kesme yâr saçları, topuğa değsin, Sırma saçı gören, başını eğsin. Aynadan taraktan nazar mı yağsın, Değme tarak değme yârin zülfüne. Kudret kınasından almış rengini, Yanakta gamzede tenin zengini, Karışmış kaşına bulmuş dengini, Değme tarak değme yârin zülfüne. Her teli meltemde binbir türküdür, Yârimin başında peri kürküdür, Hâk’kın Figani’ye miras mülküdür, Değme tarak değme yârin zülfüne. Kul Figani (Erdem GÜMÜŞ) Özbekistan 07.07.2017 BUHARA |
Gözüm nazar diye, özümle gördüm,
Omzun yorar diye, ikiye böldüm,
Değme tarak değme, yârin zülfüne.
Muhteşem...Hörmətlə!