saflığında sevdim seni...
öyle safsin ki sen
gördüklerim ya da yaşadıklarımda göremediğim dürüstlükte menfaatsiz savurduğun gülücüklerde bahar çicekleri gibisin saf saf beraklığında sen ağaçların tomurcuğa sarılışlarında yaprakların katışıksız yeşilliğinde bir değersin bende sen saf... saf... neden daha önceleri görmedim seni kayıplardan bulup çıkaramadım gereksiz zamanlarda baktıklarımda gözlerim oyuldu sözlerinde dimağım zehirlendi kahkahalarında şeytana papuçlar giydirildi inandım bilemedim çirkefliklerindeki hileyi dolambaçlı yollarda beni yanılttıklarını sezebilseydim ta o zaman koşar gelirdim sana ben alın yazıma kazınırdın geleceğimin güneşi başıma taç yaptığım yıldızlarım dağlarımdan akan billur suyum olurdun biraz daha erken hayat bulurdum... sen de... gerçi zaman geçmeden tanıdım ya seni yüreğindeki güzelliği gördüm gülücüklerinde güller açarken yüreğime saflığın indi kurumuş köklerime can verdin yeniden taze baharları yaşattın saf, billur gibi yüreğinle ölsemde artık gamlı, kederli gitmem bu dünyadan iyi ki dünyamda dolunay saflığında yıldız aydınlığında ışıl ışılsın icimde unutamam seni bir ömür hayat içinde bende var oldukca!.. |