Bin Bir Odalı Efsunlu Evim
İstanbul gün ışığı yedi tepe yedi sır
Bin bir odalı evin her odası albeni Efsanesi dopdolu o şahsına münhasır İstanbul meftun eden efsane hayal beni Her semti ayrı mana harflerin yok mecali Çeşmibülbül Boğaz’ı betimleyen zarafet Şeddadi binalarla kıydı hangi celali İstanbul’un başında rant mahreçli bir afet Boğaz’ın mavisine karışır gül kurusu Zarafetin şerhine odur en güzel kanıt Maviyle özdeşleşir Boğazın koynunda su İstanbul şehir değil efsanevi bir anıt İstanbul hayallerde özlem ıtırlı afet Bin bir gece masalı Boğaz’da şekillenir Adında hem asalet hem de işli zarafet Şarkıda ve şiirde ahenk ile dillenir Uzaktan sevilen il gecelerinde kandil Şairlerin rüyası hünkârların hülyası Bu şehre münhasırdır en saf ve en temiz dil Velhasıl güzelliğin bin yıllık hülasası Minareleri ince her birinde asalet Kızkulesi albeni ve incelik simgesi Göreni âşık eder İstanbul adlı afet Kaleme esin olur inceliğin imgesi İstanbul’a kıyanlar iflah olmaz maganda Gözünü hırs bürümüş rantiyeci güruhun Halbuki geçiciyiz dünya denilen handa Bu şehrin adı bile ilacı ince ruhun İstanbul’u sevdik biz meccani hep gönülden Nedim’in gazelini ta yürekten okuduk Ne şiirler derledik toprağındaki gülden Yahya Kemal’le asra İstanbul’u dokuduk 21.06.2017 İbrahim Kilik |