Çağrı
İçimin acımtrak büklümleri,
Arşa değmek için çırpınıyor. *** Ne zaman haykırmak istesem içimi, Bir muhacir yalnızlığı sarar bedenimi, Bağırsam hüznü, dağlardan yankılanıp, Yorgan diye üzerime atıp, Uyusam uykusu tutmayanların inadına, Meramını söyleyemeyen dilsizden farksız, Suskunluğu bu kainata armağan edenler gibi, Bu dünyaya geldiği an misafir erenler gibi, Bir ceviz ağacı gibidir doğum ve ölüm, Gücüm çekilir kalır, bir fakir sofrasına, Mevsimleri hüzne çağıran o bülbül, Gidip konar bir çobanın hüzünden kavalına, Bir çobana en çok koyunları ve dağları yârdır, Kanla kirlenmiş bedeni, toprağın temizlemesi, Kim bilir yârin toprak kokması bundandır, Şimdi, şaşırmaktan başka neyimiz kalır? Yaşamı yazdan ve kıştan kaçmaya çeviren yörükler, Durun, size eşlik etmenin tamda zamanıdır bu çağ, Koşmanın, Kaçmanın, Yürümenin, Çağrısını duymak arşı alemin, Duymak sesini;Yerin ve göğün! |