SANCI
SANCI
Sinemde bir gül, Soframda ekmeğim, Ufkum da sıra dağlar, Şah damarımda akan ırmaklarım! Sınır boylarında nöbet tutarken Mehmedim, Bir sam yeli eser; Alır gider soluğunu, Mayalar hürriyetin havasını, Çiçekler açar, kuşlar uçar, Anadolu’nun derinliklerine doğru... Derinden bir oh çeker, Bir sessiz çığlık ki Ana yüreğinden beter! Güneşi gördüm o sabah, Bana gülüyordu! Elinde ışıktan bir kalem; Pınardan su içen karıncaların, Ağacın gölgesinde dinlenen, Yorgun bir köylünün, Resmini çiziyordu! Bir el uzadı, Kınalı incecik parmaklarıyla, Kopardı kirazı dalından, Kıpkırmızıydı! Bir tat ki sorma, Kıskandırıyordu dudaklarını genç kızın! Vatanım! Sana ne yaptım ki bana incindin. Ateş oldun bu sabah, Dumanın göğü kapladı. Kara kapkara dumanlar... Bakma bana öyle acı acı, Bu alkışlar benim değil! Feryatlarım, Sessiz feryatlarım, Çatladı ar damarlarım. Köşe başında, Gizli gizli ağlarım. Gece, karanlık bir gece. Ayakları uyuşmuş bir yılan, Yalar parmaklarımı. Gözleri kör olmuş bir karınca, Oyar durur kulaklarımı Ve Öylece ben, Beklerim sabahı.. Yusuf Yılmaz |
Beğendim...
......................................... Sonsuz selamlar..